Doğanşehir'de ABD'nin Kudüs kararı kınandı
Malatya'nın Doğanşehir ilçesinde STK'ların öncülüğünde yapılan eylem ile ABD'nin Kudüs kararı kınandı.
Malatya’nın Doğanşehir ilçesinde STK’ların öncülüğünde yapılan eylem ile ABD’nin Kudüs kararı kınandı.
Merkez Cami önünde ilçedeki 20’ye yakın sivil toplum kuruluşunun öncülüğünde gerçekleştirilen protesto gösterisine yüzlerce Doğanşehirli vatandaş katıldı. Merkez Cami İmamı Mustafa Aktaş tarafından Kuran’ı Kerim tilavetinin okunmasının ardından Türkiye ve Filistin bayrakları ve çeşitli dövizler taşıyan vatandaşlar tekbir getirerek İsrail ve ABD aleyhine sloganlar attılar. Protesto gösterisinde daha sonra kısa bir süre önce Kudüs’ü ziyaret eden İlçe Müftüsü Şemsettin Karcı ile platform adına Türk Eğitim-Sen Doğanşehir Şube Başkanı Fatih Tosik birer konuşma yaptılar.
Yapılan açıklamada, Kudüs’ün Siyonistlerin değil İslam’ın ve Müslümanların başkenti olduğu ifade edilerek, “Dünyaya demokrasi, insan hakları, özgürlük getirme vaatleriyle yıllardır insanları avutmaya çalışan, başta Amerika olmak üzere emperyalist güçlerin kurduğu, ancak tam olarak kim ve ne olduğu belli olmayan karanlık terör örgütlerinin herhangi bir İslam coğrafyasında gerçekleştirdiği bir terör eyleminde hayatlarını kaybeden yüzlerce Müslüman matemini tutmak için bir araya gelmedik. Bugün Dünyanın jandarmalığına soyunmuş Amerika’nın başında bulunan, ancak, Dünyayı babasının çiftliği, kendisini de çiftliğin kovboyu zanneden bir beyinsizin Tüm İslam ümmetinin öldüğünü düşünerek aldığı, skandal bir karan protesto etmek için bir araya geldik” denildi.
ABD’nin Müslümanların ilk kıblesini terör merkezinin başkenti olarak ilan etmesinin İslam ümmetine açıkça savaş ilan edilmesi olduğunun belirtildiği açıklamada, “İsrail’den daha İsrailci olmaya çalışan Tramp, barış adına ortaya konulduğu iddia edilen tüm çaba ve gayretleri bir anda yok ederek, savaşın fitilini ateşlemiştir. Bugüne kadar, tarafsız ve barış yanlısı olduğunu iddia eden Amerika, hem şimdiye kadar ne denli taraf olduğunu göstermiş, hem de bundan sonra kendileriyle, barış dilinin değil, direniş ve savaş dilinin geçerli olacağını açıkça göstermiştir” ifadelerine yer verildi.