Gazetecilerin güvenlikleri için 16 madde
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), Diyarbakır'daki gazetecilere, çatışma bölgelerinde saha güvenliği, tanık olunan travmatik olaylar karşısında ruh ve beden sağlığının korunması ve dijital güvenlik konularında kapsamlı bir seminer düzenledi.
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), Diyarbakır’daki gazetecilere, çatışma bölgelerinde saha güvenliği, tanık olunan travmatik olaylar karşısında ruh ve beden sağlığının korunması ve dijital güvenlik konularında kapsamlı bir seminer düzenledi.
Diyarbakır’da hafta içinde gerçekleştirilen seminere, TGS Genel Başkanı Gökhan Durmuş, Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EFJ-İFJ) Proje Koordinatörü Mehmet Köksal ve çatışma bölgelerinde görev yapmış TGS üyesi uluslararası, ulusal ve yerel basın mensupları katıldı.
“Haberci varsa haber vardır”
Seminerin açılış konuşmasını yapan TGS Genel Başkanı Gökhan Durmuş, çatışmalı bölgelerde çalışan gazetecilerin, sahada karşılaştıkları riskleri minimum seviyeye indirmek üzere böyle bir eğitim organizasyonu yaptıklarını söyledi. Durmuş, "Bu eğitim sendikamızın saha güvenliği ve travma ile başa çıkma konusunda yaptığı ilk eğitim. Bu eğitimlerimiz devam edecek. Çünkü gazetecilerin can güvenliği her şeyin önünde. Gazeteci güvenli bir çalışma içinde değil ise halk da doğru haber alamaz. Bizler kamu hizmeti yaparken, kendi can güvenliğimizi de ön planda tutmak zorundayız. Hepinizden isteğimiz, bu eğitimde de göreceğiniz şekli ile çalışma biçimlerinizi yeniden şekillendirmeniz. Çünkü haberci varsa haber vardır" dedi.
Seminerde saha güvenliği konusunda gazeteci Gökhan Biçici, travmatik olaylar ve sonrasına yaklaşımlar konusunda Klinik Psikolog Dr. Serap Altekin, dijital güvenlik konusunda ise uzman Mehmet Şafak Sarı, gazetecilere aktarımlarda bulundu. Seminere katılan gazeteciler ise bölgede çeşitli dönemlerde karşı karşıya kaldıkları tehlikeli ve travmatik birçok haber ve tanıklıkları ile ilgili anlatımlarda bulundu. Yapılan eğitimin sonunda katılımcılara sertifika verildi.
“Sahadaki güvenlik en önemli konu”
Seminerin kapanışını yapan TGS Diyarbakır İl Temsilcisi Mahmut Oral ise bölgede gazetecilerin karşı karşıya kaldıkları haberlerin önemli bir bölümünün travmatik olduğunu söyledi. Yine gazetecilerin bölgede saha çalışması yaptıklarında pek çok riski de göğüslemek zorunda kaldıklarına işaret eden Oral, "Bu riskler ve travma etkisi nedeniyle gazeteci arkadaşlarımızın sahadaki güvenlikleri en önemli konu. Burada anlatılanlar, paylaşılan deneyimler, sahada bundan böyle karşılaşılan türlü olaylarla en güvenli şekilde nasıl baş edeceğimiz konusunda bize yol gösterici olacaktır" diye konuştu.
Oral, daha sonra seminerdeki paylaşımlar ışığında, çatışmalı bölgelerde gazetecilerin dikkat etmesi gereken güvenlik protokolü oluşturulduğunu söyledi. Oral, 16 maddelik protokolü şöyle açıkladı:
“Önce can güvenliği ilkesinden hareketle, haberin değil can güvenliğinin birinci öncelik olmasına dikkat edilmeli. Koruyucu ekipman (Kask, yelek, gaz maskesi) bulundurulmalı. Medya çalışanları, çatışma alanları ile ilgili olarak, sistematik meslek içi eğitimden geçmeli. Çatışma alanları ile ilgili deneyimli kişilerden brifing alınmalı. Çatışma sahasında mümkün olduğunca yalnız çalışılmamalı. Çatışma artığı patlayıcı ve sınır bölgelerinde kara mayınlarına karşı tedbirli olunmalı. Sahadaki meslek örgütleri ya da en az bir kişi günlük çalışma programından haberdar edilmeli. Televizyon ekipleri için, canlı yayın yapılacak alanlar çatışma bölgelerinden uzak olmalı. Daha önceden tanımadığın kişilerin, haber veya olay gösterme gibi tekliflerine, kaçırılma ihtimaline karşı tedbirli olunmalı. Güvenlik güçleri ve gruplar arasındaki gerilim sırasında, provokatif kişilerin olabileceğinden hareketle, bu kişilere karşı tedbirli olunmalı. Basın mensubu olduğunu belgeleyen kart, araç kartı, simge ve benzeri materyallerin görünür olmasına özen gösterilmeli. Fiziksel öz bakım en az haber kadar önemlidir, bu nedenle düzenli yemek, düzenli ve yeterli uyku ve dinlenme gibi kişisel ihtiyaçlar gözardı edilmemeli. Travmatik olaylardan sonra yalnız kalınmamalı, mutlaka konu ya da olay en az bir kişi ile paylaşılmalı. Tanık olunan travma sonrasında kendinizi iyi hissettirecek aktiviteler ve uğraşılar gerçekleştirilmeli. Uzun süreli travmatik olaylarda, mutlaka çalışma konusu ve alanı kısa bir süreliğine bile olsa değiştirilmeli. Travmatik olayların etkisinden uzun süre sonra da kurtulamayınca, profesyonel destek alınmalı.”