Genetik Uzmanı Prof. Dr. Bağış: 'Genetiğimiz mizacımıza etki ediyor'
Adıyaman Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Genetik Anabilim Dalı Başkanı Üreme Genetiği Uzmanı ve Tıbbi Genetik Danışmanı Prof. Dr. Haydar Bağış, genetiğin insan mizacına etkisi olduğunu kaydetti.
Adıyaman Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Genetik Anabilim Dalı Başkanı Üreme Genetiği Uzmanı ve Tıbbi Genetik Danışmanı Prof. Dr. Haydar Bağış, genetiğin insan mizacına etkisi olduğunu kaydetti.
Bilim adamlarının mizacın yüzde 20 ila 60’ının genetiğimiz tarafından belirlendiğini yönünde kanısının olduğunu belirten Adıyaman Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Genetik Anabilim Dalı Başkanı Üreme Genetiği Uzmanı ve Tıbbi Genetik Danışmanı Prof. Dr. Haydar Bağış, mizaç, karakter ve kişilik ile ilgili bilgiler paylaştı.
Prof. Dr. Haydar Bağış, “Mizaç (huy, temperament) doğuştan gelen ve yaşam boyu değişmeyen, kendine özgü algı, arayış, motivasyon ve potansiyelleri bulunan yapısal bir çekirdektir. Kişilerin yaşamdaki temel ihtiyaç, beklenti ve bakış açılarını belirler.
Karakter, mizaç özelliklerinin kararlılık, belirginlik ve süreklilik göstermesiyle meydana gelir. Örneğin, mizacında sakin olma özelliği bulunan birinin, birçok durumda belirgin ve sürekli bir biçimde sakin davranışlar sergilemesi ve çevresindekiler tarafından ‘sakin biri’ olarak tanımlanması, artık onun karakterine dair bir özelliktir.
Mizaç yapısının, cinsiyet, zeka ve biyolojik etkenler gibi büyük oranda değişmeyen şartlar ve yaşadığı çevre, kültür, aile, aldığı eğitim, yaşanılan olaylar gibi kısmi olarak değişebilir şartların etkileşmesiyle kişilik meydana gelir. Mizaç kişiliğin yapısal zeminidir. Mizaç bir tohum, karakter ağacın kalın dalları ise, kişilik de ağacın tamamıdır diyebiliriz” dedi.
Bağış, “Bilim insanları çoğu uzman, mizacın genetik ve biyolojik bir temele sahip olduğu konusunda hemfikirdir. Ancak çevresel faktörler ve olgunlaşma, bir çocuğun kişiliğinin ifade biçimlerini değiştirmektedir. Bir aile içindeki benzer mizaçlar, paylaşılan genetiğe ve bireyin yetiştirildiği çevreye atfedilebilir. Aynı yumurta ikizlerin (MZ) (DNA’sının yüzde 100’ünü paylaşan) ve ikiz olmayan kardeşlerinin (DZ) (DNA’larının yaklaşık yüzde 50’sini paylaşan) çalışmaları, genetiğin büyük bir rol oynadığını göstermektedir. Tek yumurta ikizleri, diğer kardeşleriyle karşılaştırıldığında tipik olarak çok benzer mizaçlara sahiptir. Ayrı hanelerde birbirinden ayrı olan ikizler bile bu özellikleri paylaşırlar.
Bilim adamları, mizacın yüzde 20 ila 60’ının genlerimiz tarafından belirlendiğini tahmin ediyor. Bununla birlikte mizaç, net bir kalıtım paternine sahip değildir ve spesifik mizaç özelliklerine sahip spesifik genler yoktur. Bunun yerine, çoğu (belki de binlerce) ortak gen varyasyonları (polimorfizmler) mizacın bireysel özelliklerini etkilemek için birleşir. DNA sekanslarını değiştirmeyen diğer DNA modifikasyonları ( epigenetik değişiklikler ) muhtemelen mizaca katkıda bulunur. Son zamanlarda yapılan büyük kohort çalışmalarında mizaçta rol oynayan birkaç gen tespit edilmiş. Bu genlerin çoğu, beyindeki hücreler arasındaki iletişimde yer alır. Bazı gen varyasyonları mizaçla ilgili belirli özelliklere katkıda bulunabilir. Çevresel faktörler ayrıca gen aktivitesini etkileyerek mizaçta da rol oynar. Olumsuz bir ortamda (çocuk istismarı ve şiddet gibi) yetiştirilen çocuklarda, dürtüsel mizaç özellikleri riskini artıran genler (aktive) açılabilir. Ancak, pozitif bir ortamda yetişen bir çocuk (örneğin, güvenli ve sevgi dolu bir ev), kısmen farklı bir gen kümesinin aktive olması nedeniyle daha sakin bir mizaca sahip olabilir. Mizaç, ruhsal bir bozukluğun gelişmesi için bir eğilim olabilir, ancak bozukluklar için kabul edilebilir bir belirteç olarak ele alınmamalıdır” ifadelerini kullandı.