Güne yorgun başlayanlara öneriler

Yrd. Doç. Dr. Eylem Ezgi Fadıloğlu, mevsim geçişini yaşadığımız bu günlerde uyanmakta zorluk çekenlere ve güne yorgun başlayanlara ilaç gibi tavsiyelerde bulundu. Fadıloğlu, doğru beslenmenin güne zinde ve enerjik başlamanın anahtarı olduğunu belirterek, 'Uyku düzeninizi, beslenme şeklinizi ve aktivite düzeyinizi değiştirerek enerjinizi geri kazanabilirsiniz' dedi.

Güne yorgun başlayanlara öneriler
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Özellikle kış mevsiminde ve mevsim geçişlerinde, doğru beslenmenin güne zinde başlamanın anahtarı olduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Eylem Ezgi Fadıloğlu, uyanmakta zorluk çeken, güne yorgun başlayıp yorgun devam eden, geçmeyen sırt ağrıları, tatlı yeme isteği, belinde kalınlaşma ve kilo problemi olanlara tavsiyelerde bulundu. Uykunun önemine de değinen Fadıloğlu, “Günde 6 saatten az uyuma, bölünmüş, kalitesiz az veya çok uyku bağışıklık sisteminizin zayıflamasına, metabolizmanızın yavaşlamasına, zihinsel ve fiziksel performansınızın düşmesine neden olur. Kaliteli bir uyku ile güne sağlıklı, canlı ve enerjik başlayabilirsiniz. Stres ve yorgunluk hissiniz azalır ve öğrenme kabiliyetiniz artmaya başlar” diye konuştu.

Gece geç saatlerde uyuyan insanlarda uyumamaya bağlı olarak yeme isteğinin başlayacağına dikkat çeken Yrd. Doç. Dr. Eylem Ezgi Fadıloğlu, “Bu da kilo alımına neden olacak besin tüketiminde artışı getirir. Kafein oranı yüksek yoğun kahve ve çay tüketimi de uykusuzluğa neden olacaktır. Kaliteli bir uyku için melatonin hormonuna ihtiyaç vardır ve bu hormon karanlık ile salgılanmaya başlar. Telefon, bilgisayar, televizyon gibi ışık ve radyasyon yayabilecek aletler odada bulunmamalıdır. Gece saat 02.00 melatonin seviyesinin en yüksek olduğu saattir. Vücut derin uyku evresine girer. Yatma saatlerinizi değiştirmeseniz bile yatmadan önce ılık bir duş alarak kaslarınızı gevşetebilir, vücudun tamir işlemine başlaması için akşam 20.00’den sonra yemek yemeyerek düzenli ve dengeli bir uykuyu sağlayabilirsiniz” dedi.

“KAHVALTIDA DOĞRU BESİNLER”

Sabah bal, reçel, poğaça, açma gibi karbonhidrat ve doymuş yağ içeren gıdaların tüketiminin, 1-2 saat sonra kan şekerinin düşmesine ve yorgunluğa neden olduğunu vurgulayan Eylem Ezgi Fadıloğlu, “Doğru beslenme şekli olarak yumurta, peynir, lor, süt, tereyağı, avokado gibi kaliteli yağ, ceviz, çörek otu içeren gıdalardan oluşan dengeli ve sağlıklı bir menü hazırlanmalı ve tüketilmelidir. Öğle ve akşam yemeğinde de sebze ve protein ağırlıklı beslenme modeli tercih edilmeli, karbonhidrat alımı sınırlandırılmalı. K vitamini ve kalsiyum içeren, içerdiği indol-3 karbinol ile meme, prostat ve kalınbağırsak kanserinden koruyan lahana, karnabahar, antioksidan etki gösteren kırmızı pancar, enerji veren koenzim Q10 içeren ıspanak bolca tüketilmeli. Ceviz, badem, fındık, bitter çikolata, pırasa, kuşkonmaz, yeşil mercimek, soğan gibi prebiyotik gıdaların, kollojen içeren kelle paça, kemik suyu çorbasının, yaban mersini, böğürtlen gibi koyu kırmızı mor meyveler, karoten içeren portakal, havuç, biber koyu yeşil yapraklı sebzeler, flavanoid içeren soğan, maydanoz, tere gibi gıdalar tüketilmeli. Haftada en az 2 kez balık tüketilerek omega-3 alımına da önem verilmeli” diyerek kafein ve kolalı içeceklerin mümkün olduğunca az tüketilmesini, günde en az 2 litre su içilmesini önerdi.

ZİNDELİK İÇİN SPOR

Her şeyde olduğu gibi gün içinde zinde olmanın en önemli faktörünün stresli olmamak olduğunu ifade eden Fadıloğlu, “Olaylara iyimser bir gözle bakmayı deneyebilir, sevdiğiniz arkadaşlarınızla daha sık bir araya gelerek veya kendinize hobiler edinerek stresten uzaklaşabilirsiniz. Ayrıca, düzenli egzersiz yapılması enerji seviyesini artırır ve bu egzersizler, bilinenin aksine, spor sonrası kendinizi daha canlı hissetmenizi sağlar. Beyinde oksijen artmasına bağlı olarak hafızayı güçlendirir. Spor yapmak, iş yaşamının stresine karşı da faydalı sonuçlar sağlar, endişe ve takıntılarınızı azalmasını, ruh sağlığınızın düzelmesini sağladığı gibi sizi zinde tutarak performansınızı da arttırır. Spor esnasında endorfin hormonu salgılanır ve endorfin hormonu mutsuzluğun ve gerginliğin azalmasına yardımcı olur. Sağlıklı ve zinde bir yaşam için haftada 3 gün, en az 30 dakika spor yapılmalı” dedi.

Bu değişikliklere rağmen geçmeyen yorgunluğun olmasının çeşitli nedenleri olabileceğini vurgulayan Yrd. Doç. Dr. Eylem Ezgi Fadıloğlu, “Bu belirtiler, anemi, magnezyum eksikliği, D vitamini eksikliği, tiroit, insülin direnci, diyabet, kalp gibi hastalıkların olma ihtimali bulunduğunu gösterebilmektedir. Bu nedenle doktora giderek kan tahlilinizi yaptırmanız ve kontrolden geçmeniz gerekir” diye konuştu.