Her ağrı meme kanseri değildir
Kansere yakalanmış her 4 kadından 1'ine meme kanseri teşhisi konulduğunu ifade eden Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Emin Engin Ovalıoğlu, erken teşhisin tedavide önemli olduğunu söyledi. Ovalıoğlu, ancak her göğüs ağrısının ise kanser olmadığına dikkat çekti.
Türkiye’nin dört bir yanında meme kanseri farkındalık etkinliklerinde uzmanlar, erken teşhisin hayati önem taşıdığına değiniyor. Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Emin Engin Ovalıoğlu ise, “İçinde bulunduğumuz ay, meme kanseri farkındalık ayıdır. Çünkü günümüzde kadın kanserleri içinde en sık rastlanan meme kanseri, erken teşhis edildiği zaman hayatını tehdit eden bir hastalık olmaktan çıkıyor. Bu ayın tüm kadınlarımız için bilgi ve farkındalık açısından çok verimli bir şekilde geçmesini arzu ediyoruz” diye konuştu.
Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Ovalıoğlu, konuşmasında şunlara yer verdi;
"Birincisi meme kanseriyle ilgili risk faktörlerini bilinmesi gerekiyor. Bunlar kısaca 50-70 yaş arasında olmak, ailevi genetik risk faktörleri, doğum yapmamış olmak, daha önce meme kanseri teşhisi konulması, erken adet görmek, geç menopoza girmek ve hormon tedavileridir. İkincisi kadınlarımızın kendilerine vakit ayırıp aldıkları eğitimler doğrultusunda görsel ve elle, ayda bir kez kendi muayenelerini yapmamalarıdır. Memelerinde olağan dışı bir şey fark ettiklerinde şişlik, meme başında çöküntü, renk değişikliği, meme büyüklüğünde artış, meme başında kanlı akıntı gelmesi gibi hemen ilgili uzman hekime müracaat etmeleri gerekir. Kadınlarımız genelde memede ağrı olduğu zaman panik içerisinde doktora gider. Hâlbuki ağrı, öncelikle memede iyi huylu hastalıkların belirtisi olmakla birlikte 4 kanserli hastadan 1’inde olan belirtidir. Onun için fizik muayene ve tetkiklerin önemi çok büyüktür. Üçüncü olarak da 40 yaşını geçmiş kadınlarımızın ilgili merkezlerde yıllık meme kontrollerini düzenli olarak yaptırmaları gereklidir. Mamografi, meme ultrasonu ve ilgili uzman doktorun muayenesi yıllık kontrollerde altın standarttır. Mamografik inceleme, hastanın durumuna göre 40 yaşından sonra 2 yılda 1 veya yıllık olarak tekrarlanmalıdır. Dördüncü ve son olarak kadınlara düşen görev ise yazılı ve görsel basından takip veya seminerler ile bilgilerini düzenli olarak güncellemeleri ve kız çocuklarına gerekli eğitimleri vermeleridir.”