Kardeş kıskançlığına dikkat
Doğduğu günden itibaren ilgi odağı haline gelen ilk çocukların, kardeşin gelmesiyle birlikte bu statüyü kaybetme duygusunu yaşayabildiğini belirten Psikolog Onur Okan Demirci, kardeş kıskançlığına dikkat edilmesi gerektiğin söyledi.
Doğduğu günden itibaren ilgi odağı haline gelen ilk çocukların, kardeşin gelmesiyle birlikte bu statüyü kaybetme duygusunu yaşayabildiğini belirten Psikolog Onur Okan Demirci, kardeş kıskançlığına dikkat edilmesi gerektiğin söyledi.
Zion Psikiyatri Akademisinden Psi. Onur Okan Demirci, “Hemen hemen tüm kardeşler arasında varolan bir histir kıskançlık. Birçoğumuz belki de bu duyguya hiç yabancı değiliz. Şimdi bir düşünün, hangimiz küçük kardeşe gösterilen ilgiden sıkılıp saatlerce ağlamadık ki? Ya da yemek saati geldiğinde biberonunu alıp saklamadık? Bazen de sadece ağlasın diye onu korkutup, sonra da kendi ellerimizle emzik götürmedik? Kimi, yaşadığı kıskançlığı çevreye verdiği tepkilerle belli ederken, kimi de içine kapanarak anlatmaya çalışır rahatsızlığını. Ancak kardeşler arasındaki bu duygunun farklı sonuçlar vermesinin tek sorumlusu aslında anne ve babaların hatalı davranışlarıdır” dedi.
Kıskançlığın temelinde, o ana kadar ilk çocuğa gösterilen ilginin yeni doğan kardeşe yöneltilmesinden meydana gelen rahatsızlığın yattığını ifade eden Demirci, “Kardeşin doğmasıyla birlikte ona ayrılan zamanın azalması çocukta, bebeğe karşı gibi görünen ama aslında anne ve babaya karşı olan kızgınlık, kırgınlık gibi duyguların gelişmesine neden olabiliyor. Cinsiyete göre de bazı farklılıklar yaşanabilir. Çocuk kız ve doğan kardeş erkek ise, anne - babasının kendi cinsiyetinden hoşnut olmadığını düşünebilir. Kıskançlığın belirtileri ise çocuk o güne kadar evde kendisi ilgi ve sevgi odağıyken birden ikinci plana itilmiş gibi hisseder kendini. Bu durumda sevilmediği düşüncesiyle anneden tamamen uzaklaşır, içine kapanır, yemek yememeye ve zayıflamaya başlayabilir. Kabus gördüklerini ve sık sık çişlerinin geldiğini bahane ederek ilgiyi kendi üzerlerine çekmeye çalışırlar. Altını ıslatma, parmak emme gibi davranışlarla önceki gelişim evresine oranla gerileme görülebilir. Hem gün içinde hem de geceleri aşırı sinirli olurlar. Huzursuz bir görünümleri vardır, sakinleşmekte zorlanır ve kimi zaman çevrelerindeki insanlara öfkeli davranabilirler. Evden ayrılmamak için okula gitmeyi reddetmeyle birlikte baş ağrısı, mide bulantısı gibi psikosomatik belirtiler ile huzursuzluk, isteksizlik belirtileri sık sık gözlenebilir. Bazı çocuklar kardeşine vurma, onun oyuncağını kırma gibi davranışlar gösterirken, bazıları da bu duygularını bastırır ve aşırı sevgi gösterirler. Bu davranışın altında çoğu zaman ebeveynlerin sevgisini kaybetme korkusu yatar. Anne - babaya sık sık onu sevip sevmediklerini sorma ve sevgilerinden bir türlü emin olamama durumu yaşanabilir” diye konuştu.
Kardeşi doğmadan önce ona anlayabileceği bir dilde aileye yeni bir üyenin geleceğini, evdeki ortamın her zamankinden daha heyecanlı ve karışık olabileceğini anlatılabilineceği önerisinde bulunan Demirci, “Çocuğunuza “Sakın endişelenme seni de bebek kadar seveceğiz” gibi sözler söylemeyin. Bu ifade iyi niyetli olsa da, çocuğun ebeveynlerinin sevgisi için kardeşiyle yarışmasına yol açabilir. Hamilelik döneminde babası ya da başka bir aile üyesi büyük çocuğun bakımıyla ilgili yemek yedirme, banyo yaptırma, uyutma gibi işlere başlayabilir. Böylece anne hastanedeyken ya da bebekle meşgulken çocuk kendini ihmal edilmiş hissetmez. Bebekle ilgili işlerde büyük çocuğunuzdan yardım isteyebilirsiniz. Örneğin; ona isim seçme, biberonunun soğutulması, oyuncak ya da giysi seçimi gibi konularda büyük çocuğun katılımı sağlanabilir. Her fırsatta çocuğunuzla birebir iletişime geçmeye çalışın. Birlikte ortak faaliyetlerde bulunarak, çocuğa kardeşiyle ve evle ilgili küçük sorumluluklar verin. Böylece ona, onu hala sevdiğinizi hissettirebilirsiniz. Kardeşler arasında kıskançlık hissettiğinizde onları birbirinden uzaklaştıracak değil, yakınlaştıracak ortamlar yaratın” ifadelerini kullandı.
Psikolog Onur Okan Demirci, kardeş kıskançlığı ile nasıl baş edileceğini şöyle sıraladı:
“1) Aile birliğini önemseyin ve ortak birşeyler yapabileceğiniz zamanlar yaratmaya özen gösterin.
2) Bireylerin kendi özelliklerini önemseyin. Ayrıca bütün çocuklarınızın kendilerine ait ilgi alanları ve yeteneklerinin olduğunun farkına varın.
3) Çocuğunuzun duygularını tanıyın ve kardeşine karşı olan olumsuz davranışlarını olumluya çevirmeye çalışın.
4) Çocukların arasındaki rekabete çözüm getirmenin ilk adımı, iyi bir dinleyici olmaktır. Ancak bu durumdan oturup dinlemek anlaşılmasın. Tersine, etkin dinleme ve beden dilini beraber kullanmalısınız.
Asla yapmayın!
1) Çocuklarınızdan birini gözbebeği olarak seçmeyin. Siz bunu hissettirmemeye çalışsanız da, diğer çocuğunuz durumu anlayacaktır.
2) Kardeşler arasında asla karşılaştırma yapmayın. Çünkü rekabet; hırs ve kıskançlığı beraberinde getirir.
3) Asla taraf tutmayın ve hakem olmayın. Çünkü haksız olduğu anne ve babası tarafından onaylanan çocuk, değer verilmeme ve sevilmeme gibi duygular yaşayabilir.
4) Her çocuğunuzun aynı olmayacağını bilin. Bu nedenle çocuklarınızın kişilik ve isteklerine uygun davranmaya çalışın.”