- Haberler
- Genel
- Mahir Ünal: 'Türkiye düşmanlığının içeride sözcülüğünü yapanlar Cumhurbaşkanımıza laf söyleyemezler'
Mahir Ünal: 'Türkiye düşmanlığının içeride sözcülüğünü yapanlar Cumhurbaşkanımıza laf söyleyemezler'
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik sözlerine tepki göstererek Türkiye düşmanlığının içeride adeta sözcülüğünü yapanlar Cumhurbaşkanımıza laf söyleyemez. Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanımıza söz söyleyebilmesi için ülkenin bekası için bir bedel ödemiş olması gerekir dedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik sözlerine tepki göstererek "Türkiye düşmanlığının içeride adeta sözcülüğünü yapanlar Cumhurbaşkanımıza laf söyleyemez. Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanımıza söz söyleyebilmesi için ülkenin bekası için bir bedel ödemiş olması gerekir" dedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal, Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen 4’üncü Kitap ve Kültür Fuarı’nın açılışına katıldı. Ünal, KAFUM fuar merkezindeki açılış sonrası yaptığı açıklamada CHP’ye ve Kılıçdaoğlu’na yüklendi.
Ünal, "Siyaset üstü meseleler söz konusu olduğunda milli güvenliğimiz söz konusu olduğunda, siyaset düşünülmez. Cumhuriyet Halk Partisi, bu süreçte Türkiye’ye operasyon çeken dış güçlerin sözcüsü gibi konuşmaktadır" diye konuştu.
"Cumhuriyet Halk Partisi’nin ben ona özellikle Kılıçdaroğlu’nun CHP’si diyorum, çünkü 2010 yılında Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir kaset operasyonuyla Cumhuriyet Halk Partisi’nin başına gelmesiyle maalesef Cumhuriyet Halk Partisi kendi siyasi geleneğinden uzaklaşmış, bir operasyon partisi haline dönüşmüştür" diyen Ünal, şunları söyledi:
"Bugün özellikle 15 Temmuz sonrası Kılıçdaroğlu’nun CHP’sinin tavrı, tutumu ve davranışlarıyla ne yerli ne de millilikle ifade edilemez. Siyaset üstü meseleler söz konusu olduğunda milli güvenliğimiz, milli menfaatlerimiz, birliğimiz, beraberliğimiz söz konusu olduğunda, siyaset düşünülmez. Cumhuriyet Halk Partisi, bu süreçte Türkiye’ye operasyon çeken dış güçlerin sözcüsü gibi konuşmaktadır. 15 Temmuz’da Türkiye’yi işgal etmek isteyen FETÖ’cülerin, ağzıyla konuşmaktadır. Öncelikli olarak, bizim kendilerine bundan bir süre önce kendilerine yazılı olarak sorduğumuz sorulara cevap versin. Biz kendilerine açıkça şunu sorduk, siz 15 Temmuz’a kontrollü darbe demekten artık vazgeçecek misiniz? Siz Türkiye aleyhine kara propaganda yürüten güçlerin değirmenine su taşımaktan vazgeçecek misiniz? Siz Türkiye’de devam eden FETÖ yargılanmalarını itibarsızlaştırmaktan vazgeçecek misiniz? Çünkü biz şuanda 15 Temmuz’dan sonra 15 Temmuz gecesi yakalanan FETÖ’cüleri Türkiye Cumhuriyeti mahkemeleri yargılıyor. Ama CHP ne yapıyor, CHP sürekli bu ülkede adalet yok, devlet yok, yargı yok hakimler savcılar hükümetten talimat alıyor diyerek maalesef hem adaleti, hem savcıları, hem yargıyı itibarsızlaştırıyor. Ve bu itibarsızlaştırma maalesef önümüzdeki süreçte, Türkiye’nin vereceği yargı kararlarıyla ilgili uluslararası hukuk alanında ciddi anlamada bir altlık oluşturuyor ve bunu bilinçli olarak yürütüyor CHP. Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin İdlib’e dönük alacağı çatışmasızlık bölgelerinin oluşturulması, güvenli bölgelerin oluşturulmasını hem olumlu buluyor, 8 dakika sonra diyor ki, ama diyor orada bir şehit haberi gelirse sorumlusu Recep Tayyip Erdoğan’dır. Şimdi bu tutarsızlık mıdır yoksa kasıtlı olarak mı yapılan bir şeydir?"
"Hem Türkiye düşmanların sözcülüğünü yapıyorlar hem de Cumhurbaşkanımıza laf söylüyorlar"
Ünal, "Hem CHP sözcülerinin, hem grup başkanvekillerini, hem de CHP’ni Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanımıza, genel başkanımıza söz söyleyebilmeleri için öncelikle bu milletle ve bu millete duydukları sevgiyle, bu ülkenin bu devletin bekası için ödenmiş bir bedellerinin olması gerekir. 15 Temmuz gecesi kontrollü bir şekilde kaçmayı tercih edenlerin, 15 Temmuz sonrasında da kontrollü darbe demeyi, tiyatro demeyi tercih edenlerin 15 Temmuz’un kahramanı ve lideri Cumhurbaşkanımızla ilgili konuşma hakları da yoktur. Bu onların haddi de değildi. Yaptıkları ne muhalefet, ne de milli muhalefet yaptıkları apaçık Türkiye düşmanlığı. Türkiye düşmanlığının içeride sözcülüğünü yapanlar Cumhurbaşkanımıza laf söyleyemezler" dedi.