Malatya'daki FETÖ/PDY davası
Malatya'da 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin görülen davada tutuksuz yargılanan sanıkların savunmaları alındı.
Malatya’da 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin görülen davada tutuksuz yargılanan sanıkların savunmaları alındı.
Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesince görülen toplam 76 sanıklı dava, Yakınca Spor Salonu’nda kurulan salonda devam etti. Duruşmanın öğleden sonraki oturumunda darbe girişimi gecesi 2. Ordu Komutanlığı Karargahı ve Altay Kışlası’nda görev yapan er ve erbaşlar dinlendi. Celsede ilk olarak tutuksuz sanıklardan Burak Yılmaz savunma yaptı. Yılmaz, 15 Temmuz gecesi Üsteğmen Hüseyin Çakıcı’nın koğuşlara gelerek kendilerini kaldırdığını, bunun üzerine üstlerini giyinerek muhafız bölüğüne geçtiklerini söyledi. Bu sırada Binbaşı İbrahim Dede’nin kendilerine mevzi almaları yönünde emir verdiğini belirten Yılmaz, “Bende Ani Müdahale Mangası karşısında mevzi almış durumdaydım. O sırada çatışma vardı, bir şeyden haberimiz yoktu. İbrahim Dede bize ateş etme emri verdi. Üzerimize çok fazla ateş vardı. İbrahim Dede ‘Asker polis kim gelirse ateş edeceksiniz’ diye tehdit etti. Bizde mecburen havaya iki el ateş ettik. Arkadaşımız vurulduğunda kargaşa içerisinde daha sonra kaçtık” ifadelerini kullandı.
"Hainler geliyor, ateş edin"
Tutuksuz sanıklardan Furkan Ergün ise darbe girişimi gecesi Üsteğmen Hüseyin Çakıcı’nın kendilerine silahlanmaları ve hücum yeleği giymeleri emrini verdiğini söyleyerek, “Koğuşlar bölgesine gittik. İbrahim Dede geldi, bize mevzi almamızı istedi, bende Yüzbaşı Kemal Keskin’in yanına giderek mevzi aldım. Bu sırada Kemal Keskin’in ‘Hainler geliyor, ateş edin’ dediğini duydum. Bizde ‘Komutanım bunlar halk, polis dedik’, o da bize ‘Onlar hain. Yoksa ben size sıkacağım’ diye tehdit etti. Bizde havaya birkaç el ateş ettik. Sonra koğuşlar bölgesine geçtik. Polise teslim olduk” iddiasında bulundu.
"Ateş etmeyeni vururum"
Sanıklardan Mustafa Karakurt da verilen emirler üzerine nizamiye bölgesine geldiklerini ve burada mevzi aldıklarını savunarak, “Kapının önüne zırhlı polis aracı geldi, bu sırada Kemal Keskin ateş etmeye başladı, bize de ateş edin diye emir verdi. Sonra geç saatlerde polis aracından bize doğru ateş edilmeye başlandı” ifadelerini kullandı.
Kemal Keskin’nin kendilerine ‘Ateş edin, ateş etmeyeni vururum’ dediğini öne süren Karakurt, “Bütün emirleri Kemal Keskin’den aldım” dedi. Yaşananlar karşısında çok korktuğunu ve polisi aradığını ifade eden Karakurt, “Polis bana korkmamamızı söyledi. Polisi aradığımda ’Keskin nişancı beni vuracak’ dedim. Polis ateş etmedi. Polis ’Korkma teslim ol’ dedi. Bende ’Teslim olursam Kemal Yüzbaşı beni vuracak’ dedim. Sonra polis ateş açmadı, teslim oldum” dedi.
"Ateş etmemiz emri verildi"
Tutuksuz yargılanan sanık Hüseyin Demir ise darbe girişimi günü koğuşta silah sesleri üzerine uyandıklarını belirterek, "Kemal Yüzbaşı mevzi almamız için emir verdi, ateş açmamız için emir verdi, bir kere havaya ateş açtım. Sonra drone silahla ateş açtık. Koğuşa tekrar gittiğimizde polisi arayarak teslim olduk. Ben polisin ateş açtığını görmedim" diye konuştu.
SEGBİS üzerinden duruşmaya katılan tutuksuz sanıklardan Yakup Aslan ise diğer askerler gibi emirleri Kemal Keskin ve Hüseyin Çakıcı’dan aldıklarını söyleyerek, “Nizamiye bölgesinde saat 5-6 sıralarıydı, Kemal Keskin Yüzbaşı bize mevzi almamızı söyledi. Bir yandan dışarıdan sela, bir yandan halkın sesleri geliyordu. Havada belirlenen droneyi gören Kemal Keskin bize ateş emri verdi. Daha sonra karşı tarafta bize ateş etmeye başladı. Bu sırada yanımdaki arkadaşım kolundan vuruldu. Bizde Kemal Keskin komutana ‘Ne yapacağız komutanım arkadaşımız vuruldu’ dedik, o da bize ‘Bırakın orada kalsın bir şey olmaz’ dedi. Yusuf arkadaşım ise ‘Burada bırakamayız’ dedi. Daha sonra Avni arkadaşımızı revire götürdü. Ateş iyice çoğalmıştı, geriye doğru kaçtığımız sırada bir arkadaşımız daha vuruldu. Bende 2 el havaya doğru ateş ettim, amacım biran önce dışarıya kaçmaktı” dedi.
"Hepimiz burada şehit olacağız"
Tutuksuz yargılanan sanık Semih Acar da darbe girişimi ile ilgili bir alakasının olmadığını öne sürerek, “15 Temmuz’da koğuşta yatıyorduk. Kemal Keskin 10 tane asker istemiş, arkadaşlar bizleri uyandırdılar, AMM’ye gittik. Kemal Keskin bizi karşıladı. Bu sırada Malatya Valisi nizamiyeye geldi, Kemal Keskin Valiyi karşıladı ve içeriye girmesine müsaade etmedi” dedi.
Sabaha karşı dronenin uçtuğunu ve dışarıdan ateş açıldığını kaydeden Acar, “Kemal Keskin’i biri aradı, Fatih Kılınç’ın öldüğünü söyledi, Keskin de ‘Hepimiz burada şehit olacağız’ dedi. Daha sonra Kemal Keskin bizi komuta katına götürdü ve aşağı kata indik. İbrahim Dede’yi ilk defa orada gördüm. Televizyonda darbe girişimi olduğunu ilk defa gördüm. Ne olduğunu da bilmiyorum, lavabodan 5-6 arkadaş ile kaçtık” ifadelerini kullandı.
Mahkeme Başkanı Vedat Koç’un ‘Kemal Keskin valiye silah çekti mi?’ sorusuna Acar, “Doldur boşalt yapıldı, Kemal Keskin emir verdi” cevabını verdi.
"Verilen emirleri yerine getirdik"
Sanık Yusuf Ergin de darbe gecesi koğuşlarda oldukları sırada bir askerin gelerek kendilerini çağırdığını söyleyerek, sonrasında nizamiye bölgesine geçtiklerini kaydetti. Binbaşı İbrahim Dede’nin kendilerine mühimmat verdiğini ileri süren Ergin, Yüzbaşı Kemal Keskin’in ise ateş emri verdiğini savundu. Ergin, darbe girişimi gecesi verilen emirleri yerine getirdiklerini, sonrasında ise kimseye ateş etmeden polise teslim olduklarını ifade etti.
"Herkes silahlansın"
Tutuksuz sanık Hasan Güngör, akşam saatlerinde silahlıkta nöbet tuttuğu esnada önce iki başçavuşun gelerek silah aldığını, sonrasında ise bir erin gelerek Hüseyin Çakıcı’nın silah istediğini söylediğini öne sürerek, tutanak karşılığı bir silahı Çakıcı’ya teslim edilmesi için verdiğini söyledi. İlk defa gördüğü bir binbaşının kendisine ‘Arkadaşlarına söyle herkes silahlansın, 2 Nolu Nizamiyeye gitsin’ dediğini öne süren Güngör, bu sırada kendilerine ateş edin emri verildiğini savundu.
"Kimse içeri girmeyecek"
Tutuksuz er Turan Avcı da, diğer tutuksuz sanıkların söylemlerini tekrarlayarak bombalı araç ihbarı üzerine silahlanıp aşağı indiklerini ileri sürdü. Fatih Kılıç Binbaşının kendilerini 2 Nolu Nizamiyeye götürüp Yüzbaşı Kemal Keskin’e teslim ettiğini belirten Avcı, burada Keskin’in ‘Kimse içeri girmeyecek, ananız da olsa, babanızda olsa içeri kimse girmeyecek” dediğini ileri sürdü.
Kemal Keskin’in ‘Ateş edin yoksa kafanıza sıkarım’ dediğini söyleyen Avcı, daha sonra Mahkeme Başkanı Vedat Koç’un sorularını yanıtladı. Mahkeme Başkanı Koç’un ‘Dışarı doğru kim ateş ediyordu’ sorusu üzerine sanık Avcı, “Kemal Keskin sürekli M5 ile şarjör değiştirip ateş ediyordu” diye cevap verdi.
"Vatanını, milletini seven gelsin"
Tutuksuz erlerden Sercan Aşkın da koğuşta bulundukları esnada Üsteğmen Hüseyin Çakıcı’nın gelerek ‘Vatanını milletini seven gelsin, gün bugün. Bombalı araç içeri girecek’ diyerek herkesi aşağı çağırdığını ileri sürdü. Sonrasında silahlanarak AMM bölgesine gittiklerini belirten Aşkın, yaklaşık 10 askerle nizamiye bölgesine gidip mevzi aldıklarını söyledi. 1 Nolu Nizamiyeye giderken Yüzbaşı Kemal Keskin’in kendilerini gördüğünü ve mevzi alınması emrini verdiğini öne süren Aşkın, yine Keskin’im emri ile droneye ateş açtıklarını söyledi. Sonrasında çatışmanın yükseldiğini belirten sanık Aşkın, 3 arkadaşı ile birlikte içeri doğru kaçtıklarını söyledi. Aşkın, ilerleyen saatlerde Hüseyin Çakıcı’nın gelerek kendilerini alıp polise teslim ettiğini ifade etti.
Soru cevap kısmında Mahkeme Başkanının ‘Başka rütbeli askerle karşılaştın mı?’ sorusu üzerine sanık Sercan Aşkın, “Evet Bahadır Albay ile karşılaştım. Ona dışarıda keskin nişancının olduğunu söyledim, o da bana ‘Onu bir yakalayabilsem kafasına sıkacağım’ dedi” şeklinde konuştu.
Sanıklardan İbrahim Duran, Ufuk Murat Şahin ve Emrah Demir de 15 Temmuz gecesi kışlada yaşadıklarını anlattı. Verilen emirler üzerine dışarı çıktıklarını öne süren Duran, komutanlarının emri ile hareket ettiklerini savundu.