Mevlevilik Kültürü Erzincan'da yeniden hayat buluyor

Mevlevilik kültürü Erzincan'da yeniden can buluyor.

Mevlevilik Kültürü Erzincan'da yeniden hayat buluyor
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Mevlevilik kültürü Erzincan’da yeniden can buluyor.

Tübitak projesi kapsamında Erzincan Lisesi’nde üç yıldır yapılan bir proje ile Mevleviliğin yeniden hayat bulması hedefleniyor. Geçmişin izinde, eski Erzincan’da kurulmuş olan Erzincan Mevlevihanesini araştırmak, yeniden sembolik olarak canlandırmak, Mevlevihane’nin yerini tespit etmek ve Mevlevihanede yaşayan tarihi kişilikleri araştırmak amacıyla yürütülen projede, Konya dışında Anadolu’da yer alan nadir mevlevihanelerden biri olan Erzincan Mevlevihane’sini, gün ışığına çıkarmak hedefleniyor. Türk toplumunun asırlar boyu beslendiği tasavvufi öğeler, modern çağın ve modern çağ sonrasındaki post modern yapılanmanın evrelerinde hala varlığını sürdüregelirken, günümüz insanının yaşam serüveninde neden hala tasavvufa ihtiyaç duyduğunu anlamak ve araştırmak için çeşitli çalışmalarda bulunan proje ekibi, maddenin karşısında var olma mücadelesi veren günümüz insanının, elde ettiği tüm konfora ve teknolojiye rağmen manaya sığınışının bilinç düzeyine yansımalarını irdeleyerek, uyumakta ve dinlenmekte olan ölümsüz mevlevi kültürünün genç kuşakların dimağında yeniden can bulmasını hedefliyor. Bu amaca paralel olarak geçmişte aynı hislerle yolculuğa çıkan binlerce mevleviye ev sahipliği yapan Erzincan Mevlevihane’sinin, gelecek kuşaklara da ev sahipliği yapabilmesi için girişimlerde bulunuluyor. Proje Danışmanı ve Tasavvuf Vakfı Erzincan Temsilcisi Leyla Tuba Toptaş, 1939’daki büyük Erzincan depreminden önce Erzincan’da bir değil üç tane Mevlevihanenin olduğu sonucuna hayretle ulaştıklarını belirtirken, semanın evrensel dilinin ve neyin dingin çağırışının, Hz. Mevlana öncülüğünde birleştirici bir ivme kazandıracağı günümüz gençlerine , tasaffufun yüzyıllardır süregelen güçlü tesirlerini benimsetmek amacı ile proje kapsamında ney ve sema dersleri verdiklerini söyledi. Tasavvuf Vakfı Erzincan Temsilciliği, Erzincan Lisesi Tasavvuf Topluluğu ve Erzincan Üniversitesi Tasavvuf Topluluğu aracılığı ile daha çok gencin ney ve sema ile tanıştırılması için ücretsiz ney ve sema derslerine yaz boyu devam edilerek, gençlerin bağımlılıktan kurtarılıp manaya yönelmeleri hedefleniyor.

Proje Danışmanı LeylaTuba Toptaş yürütülen proje hakkında bilgi vererek “1939’daki büyük Erzincan depreminden önce Erzincan’da bir değil üç tane Mevlevihanenin olduğu sonucuna hayretle ulaştık. Amacımız başta internet ve madde bağımlılığına saplanan bir çok genç arkadaşımızı semanın ve neyin dinginliği ile tanıştırıp bu kötü alışkanlıklarından kurtarmak. Bu amaçla hedefimize ulaşmak adına karınca misali, dev ateşlere karşı birkaç damla da olsa su taşıyarak Erzincan Mevlevihanesinin son müntesiplerine vefa borcumuzu ödeyerek yeniden onların dinginliğine kavuşacak genç nesillerle mevleviliği tanıştırmak olacaktır.

Konya dışında, Anadolu"da tesis edilen dört-beş Mevlevî tekkesinden biri de onsekizinci yüzyılın sonlarına kadar mevcudiyetini Erzincan"da sürdürmüştür. Tarihî hâdiseler, Erzincan"ın Mevlevîlikle olan ilişkilerinden başka, bizzat Mevlânâ soyundan kimselerin burada ikâmet ettiğini göstermektedir. Nitekim Belh’ten efrâdıyla birlikte göçeden Mevlânâ"nın babası Bahâeddin Veled, Kâbe"yi ziyâret ettikten sonra Anadolu’ya girmiş, oradan Malatya yoluyla Erzincan’a gelmiştir. Bilindiği gibi Mevlânâ"nın en meşhur eseri Mesnevî"dir. 25000"i aşkın beyitten oluşan bu eserde, İslâm düşüncesi dörtbini aşkın âyet ve altıbini aşkın hadislerle yansıtılmıştır. Ney, âşıkların kulağına sûrun üfürülmesi gibidir, ölüleri diriltir. Mevlevî külâhı, devlet kuşudur, herkese nasip olmaz. İrfân kuşunun yuvasıdır, hikmet sırlarını içerir. Onu samimiyetle giyen karanlık gece nedir bilmez. Peygamberlerin övünç elbisesidir. Ney, âşıkların kulağına sûrun üfürülmesi gibidir, Mevlevîler, ma"rifetler mülkünün sâhibidirler. Her ilimde akranlarından üstün olup, şiirde eşleri yoktur. Bu uyumakta veya dinlenmekte olan ölümsüz kültürün genç kuşakların dimağında yeniden can bulması projemizin asli amacıdır.Çalışmamızda görülmüştür ki, Erzincan Mevlevîhânesi son postnişîni Kemahlı İbrahim Hakkı Efendi’den sonra Erzincan’da Mevleviler manevi olarak Hz. Mevlana’ya bağlılıklarını sürdürmüşlerdir. Ancak bu gönül bağı, belirli bir Mevlevihanenin olmaması sebebiyle ferdi olarak devam ettirilmiştir. Projemizin amacı kapsamında, tıpkı yüzyıllar öncesinde olduğu gibi yeniden neylerin üflendiği ve sema çarkının atıldığı mistik bir ortam oluşturarak genç mevlevi topluluğunun temellendirilerek yeniden canlandırılıp yaşatılması elzemdir. Bu maksatla toplumumuzun asırlar boyu beslendiği tasavvufi ögeler, modern çağın ve modern çağ sonrasındaki postmodern yapılanmanın evrelerinde hala varlığını sürdüregelirken, yok olmaya yüztutmuştur. Günümüz insanının yaşam serüveninde neden hala tasavvufa ihtiyaç duyduğunu anlamak ve araştırmak için çeşitli çalışmalarda bulunduk. Ve dünyada bu kadar benimsenen ve hala orijinal olarak devam ettirilen bu çalışmaların, Anadolu Mevleviliğinin temellerinin atıldığı Erzincan’da da yeniden oluşturulmasını hedefledik. Okulumuzda oluşturduğumuz “Tasavvuf Topluluğu” nun temellerini atarak çeşitli araştırmalarla eski Erzincan Mevlevihanesinin izini sürdük. 1939’daki büyük Erzincan depreminden önce Erzincan’da bir değil üç tane Mevlevihanenin olduğu sonucuna hayretle ulaştık. Amacımız batda internet ve madde bağımlılığına saplanan bir çok genç arkadaşımızı semanın ve neyin dinginliği ile tanıştırıp bu kötü alışkanlıklarından kurtarmak. Bu amaçla hedefimize ulaşmak adına karınca misali, dev ateşlere karşı birkaç damla da olsa su taşıyarak Erzincan Mevlevihanesinin son müntesiplerine vefa borcumuzu ödeyerek yeniden onların dinginliğine kavuşacak genç nesillerle mevleviliği tanıştırmak olacaktır." dedi.