Milletvekili Boynukara 'işkence' iddialarıyla ilgili konuştu
AK Parti Adıyaman Milletvekili Adnan Boynukara, HDP'nin tutuklama ve tutukluluk sürecinde işkence yapıldığı ile ilgili önerisiyle ilgili konuştu.
AK Parti Adıyaman Milletvekili Adnan Boynukara, HDP’nin tutuklama ve tutukluluk sürecinde işkence yapıldığı ile ilgili önerisiyle ilgili konuştu.
TBMM’ye verilen önerge ile ilgili konuşan AK Parti Adıyaman Milletvekili Adnan Boynukara, yargısal süreç ile ilgili yanlış bilgilerin servis edildiğini, yanlış tartışmaların yürütüldüğünü vurguladı.
Adnan Boynukara, “En kolay yapılan eleştiri, yargı ile yürütme arasında ilişki olduğuna ilişkin ifadelerdir. Bunun doğru olduğunu ve bilgiye dayandığını söylemek mümkün değil. Bunlar siyasi değerlendirmelerdir. Hatta buna ilişkin konuşma yapanların konuşma içeriklerine baktığımızda, konuşma bütünlüğü içinde dahi birbirini tekzip eden ifadelerin olduğunu görürsünüz. Soyut bir suçlama. Bu nedenle de hukuki değerlendirme olarak bakmak mümkün değil. Tutukluluk, kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkını yakından ilgilendirmesi nedeniyle hassas olunması gereken, üzerinde dikkatlice davranılması gereken bir koruma tedbiridir. Tutuklama nedenleri objektif olarak var olsa dahi, tutukluluk süresi, tutukluluk gibi konular önemle takip edilmelidir. Tutukluluğun zorlaştırılmasına ilişkin düzenlemeleri AK Parti hükümetleri meclise getirdi ve yasallaştırdı. Başta ifade ettiğim siyasi ve siyaset suçlamalarının doğru olmadığını anlamak için bu konudaki bazı düzenlemeleri hatırlamakta fayda var. Bu ülkede adalet bakanları 2005 yılına kadar cumhuriyet savcılarına talimat verme yetkisine sahipti. Bu düzenlemeyi Meclis 2005 yılında AK Parti’nin önerisi üzerine kaldırdı. Uygulayıcıların, yargıçların tutuklama konusunda daha özenli olmaları için tutuklama kararlarının somut gerekçelere dayandırılmasına ilişkin yasal düzenlemeler yapıldı. Adli kontrol uygulamasının kapsamı genişletildi. Adli kontrol tedbirlerinin uygulanması bakımından süre sınırı kaldırıldı. Yani, tutuklama sebepleri varsa dahi hakim isterse adli kontrol tedbirleriyle kişiyi tutuksuz yargılayabilir. Bu ve benzeri düzenlemeleri dikkate aldığımızda, hükümetin tutuksuz yargılama konusunda üzerine düşeni yaptığı açıkça görülür. Dolayısıyla, bunun dışındaki değerlendirmelerin tümü yargının işidir. Siyaset kurumu gerekli düzenlemeleri yapar, yargı da yapılan düzenlemeler doğrultusunda uygulama süreçlerini takip eder. Yargının yaptığı faaliyetlerden hareketle siyaset kurumunu eleştirmek doğru değildir” dedi.
Boynukara konuşmasının devamında, “Önergede gözaltı sürecinde kötü muamelelerin ve işkencenin olduğu da iddia edilmektedir. Buna ilişkin somut şikayetler varsa bunları takip etmek hepimizin görevidir. Meclis İnsan Hakları Komisyonu bu tür çalışmaları yapıyor. Bunun dışında olan ne tür bir işkence söz konusuysa onu yargıya taşımak gerekir. Yargıya taşımadan, sadece siyasi bir malzeme olarak kullanmak isteniyorsa o farklıdır. Farklı ve kirli bir amaç var demektir. Bu doğru değil. Hepiniz hatırlarsınız, bundan birkaç gün önce, Ahmet Türk’le ilgili bir fotoğraf yayınlanmıştı. O fotoğraf üzerinden ciddi bir algı yürütüldü, Ahmet Türk’e yapılan muameleyle ilgili değerlendirmelerde bulunuldu. Ancak bunun doğru olmadığını Ahmet Türk kendisi ifade etti. Kamuoyunu doğru bilgilendirmek açısından bu örneği hatırlatmak istedim. Asıl olan, doğru bilgiler üzerinden gerekli süreçleri işletmektir. Eğer birileri keyfi olarak kötü muamelede bulunuyorsa, yanlış işlerin içindeyse yapılması gereken şey yasal süreçleri işletmektir. Kime karşı yapılırsa yapılsın, bize düşen kötü muameleyle mücadele etmektir. Bu konuda bizim en ufak bir kaygımız, tereddüdümüz, çekincemiz yok. Devletin görevi yasayla, hukukla belirlenmiştir. Yargının yapacakları bellidir, siyasetin yapacağı bellidir. Uygulayıcılar ve kolluk, kendisine çizilen sınırların dışına çıkıyorsa ilgili kurumların onları sınırlara çekme mecburiyeti vardır. Bunun için de bilmek sahibi olmak gerekir. Gayet açık yüreklilikle söylüyorum. Kime karşı yapılırsa yapılsın, kim yaparsa yapsın, yanlış uygulama, hukuksuz uygulama veya işkence söz konusuysa gündeme getirelim, hep birlikte takip edelim. Ama somut bilgiler, somut veriler ve somut bir biçimde ortaya koyalım. Yoksa soyut ve algı oluşturmaya ilişkin ifadelerle ve suçlamalarla hiçbir yere gidemeyiz” diye konuştu.