Milletvekili Erol'dan önemli açıklamalar
CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol, TBMM 28. Dönem 2. Yasama Yılının ilk konuşmasını yaparak birkez daha Elazığ'ın sorunlarını dile getirdi.
TBMM Genel Kurulu, uzun süren bir tatilin ardından 28. Dönem 2. Yasama Yılı 1 Ekim tarihi itibariyle toplandı.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Elazığ 27. ve 28. Milletvekili Gürsel Erol yeni TBMM’deki ilk konuşmasında Elazığ’ın sorunları, İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü önündeki bombalı saldırısı ve anayasa değişikliği hakkında açıklamalarda bulundu.
CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol, "Milletvekili önemli bir görev, kendi illerimizde en seçkin insanlar olarak seçilerek geldik. Burada gerçekten yapmamız gereken, ülkenin sorunları ile ilgili, toplumun beklentileri ile ilgili ve seçim bölgemizdeki seçmenlerimizin beklentileri ile ilgili bir siyaset dilinin ortaklaşması da bu anlamda çok önemlidir. Ayrıca 28. dönemde Elazığ halkının beni tekrardan Cumhuriyet Halk Partisi’nden seçerek, büyük bir destek vererek, seçilmesinden dolayı duyduğum memnuniyeti ifade ederek Elazığ halkına da teşekkür ederim.
Pazar günü bir terör saldırısı yaşadık. İçişleri Bakanlığı’na bir terör saldırısı oldu, bu terör saldırısını şiddetle kınıyorum. Çünkü devletimizin varlığı, vatanımızın bölünmez bütünlüğü, milletimizin birlik ve beraberliği hepimizin birinci önceliğidir. Hepimiz Türkiye Cumhuriyeti’nin milletvekiliyiz ve bizim birinci önceliğimiz de devletimizin devamlılığıdır. Siyaset de gelip geçici, siyasi partiler de gelip geçici, hükümet de gelip geçicidir. Zaman zaman bu mecliste iktidar olan partiler vardı. Geçmişe baktığınız zaman Doğru Yol Partisi, Ana Vatan Partisi, Refah Partisi vardı ama bugün bu mecliste yoklar. Zaman zaman bu mecliste başbakanlık yapan birçok insan vardı. Allah rahmet eylesin, Bülent Ecevit, Necmettin Erbakan, Turgut Özal gibi birçok insan başbakanlık yaptılar ama bugün partileri yok. Her zaman siyaset, siyasi partiler ve hükümetler gelip geçici de olsa kalıcı olan ve devamlı olan devletimizdir. Onun için birinci görevimiz, sosyal demokrat hukuk içerisinde devlete sahip çıkmak. Bu hepimizin ortak değeri olmalı ve bu değerler üzerinden parlamentonun, 28. dönemde çalışmalarının ülkenin sorunlarına yönelik ayrı bir eşgüdüm içerisinde çalışma ile ilgili talebimi ve düşüncemi ifade etmekte yarar görüyorum" dedi.
Milletvekili Erol, "Bizler doğar olarak illerimizden seçildik, geldik. İllerimizin beklentileri ve sorunları var. Aynı zamanda da ülkenin de bizden beklentileri var. Özellikle ben yeni seçilen ve atanan içişleri bakanımız Ali Yerlikaya’yı kutluyorum. Atandığı günden bugüne kadar, yeni kabine görev aldığı günden bugüne kadar özellikle Türkiye’de geçmişten bugüne kadar gelen mafya örgütlemelerinin üzerine gitmesi, uyuşturucu baronlarının üzerine gitmesi ve terör örgütlerinin üzerine gitmesi son derece yurttaşlarımızın can ve mal güvenliğinin korunmasına yönelik son derece doğru bir anlayıştır. Bu anlayışın devam etmesini isterim. Ayrıca, doğal olarak bizler milletvekilleri olarak ulusumuzun güvenliği, vatandaşlarımızın can güvenliği için doğru yapılan işlerin yanında olacağız ama yanlış yapılan işlerin de karşısında olacağız. Benden önceki konuşmacı, yeni bir anayasanın hazırlanması ile ilgili ifadeyi kullandığı zaman milletvekili arkadaşlarımızı oturdukları yerde tepki verdiler ve bence tepkileri haklı. Çünkü biz geçmiş dönemde yaşadık. Geçmiş dönemde "halkın oylarını aldım, çoğunluk bende ve iktidar oldum" gibi bir dayatmacı anlayışla buraya bir anayasa değişikliği getirmeyi ben de kendi adıma doğru bulmuyorum. Ama bu ülkenin yeni bir anayasaya ihtiyacı var mı, evet evrensel değerler üzerinden özgürlükçü, 85 milyon yurttaşımızın yurttaşlık hakkını adil ve eşit kullanan bir anayasaya ihtiyaç var.
Ayrıca, bu ülkede yeni bir siyasi partiler yasasına da ihtiyaç var. Yani Anayasa hazırlanırken, anayasaya uyumlu bir şekilde de vatandaşın ve toplumun beklentisi doğrultusunda da siyasi partiler yasasının da değişmesi lazım. Anayasanın hazırlanması bir ihtiyaçtır, 12 Eylül faşist askeri rejiminin getirdiği ve uygulandığı anayasanın mutlaka değişmesi lazım ama bu anayasa bir dayatma anayasa değil, uzlaşma anayasası ve 85 milyon yurttaşımızın evrensel değerler üzerinden anayasal haklarının korunması üzerine olmalıdır” diye konuştu.