Obezite cerrahisi ömrü uzatıyor

Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Murat Kapan, dünyada, son 25-30 yılda önemli bir artış gösteren obezitenin yaşamı tehdit eden ciddi hastalıklara yol açtığına dikkat çekerek, obezite cerrahisinin ömrü uzattığını vurguladı.

Obezite cerrahisi ömrü uzatıyor
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Murat Kapan, dünyada, son 25-30 yılda önemli bir artış gösteren obezitenin yaşamı tehdit eden ciddi hastalıklara yol açtığına dikkat çekerek, obezite cerrahisinin ömrü uzattığını vurguladı.

Obezite ile mücadelede cerrahi yöntemlerin önemli bir fark oluşturduğuna dikkat çeken Memorial Dicle Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü’nden Doç. Dr. Murat Kapan, kalıcı kilo kontrolünün sağlanması için önerilerde bulundu. Vücut kitle endeksinin 30’un üzerinde olmasının obezite, 40’ın üzerinde olmasının morbid obezite ve 50’nin üzerinde olmasının ise süper morbid obezite olarak adlandırıldığını anlatan Kapan, “Morbid obezite hastalarında kanser oluşma riski kadınlarda yüzde 37, erkeklerde yüzde 25 oranındadır. Aşırı kilo sorunu olan kişilerde sıklıkla, rahim, meme, prostat, kolon ve rektum, safra kesesi, yemek borusu, karaciğer, pankreas, böbrek, lenf nodları ve kemik iliği kanserleri görülür. Aynı zamanda bu kanserlere yakalanan aşırı kilolu hastaların yaşamını kaybetme riski, normal kiloda olan hastalara oranla daha yüksektir” dedi.

“Kronik hastalıkların en önemli nedeni”

Morbit obezitenin, kolesterol ve trigliserid yüksekliği, hipertansiyon, kalp yetmezliği, koroner arter hastalığı, metabolik sendrom ve bunlara bağlı ani ölümlere neden olabildiğine dikkat çeken Doç. Dr. Kapan, “Akciğerlerde ve boğazda yarattığı etkilerle obstrüktif uyku apnesi morbid obez hastaların yüzde 98’inde görülmekte ve yüzde 33’ünde şiddetli solunum sıkıntısına neden olmaktadır. Ayrıca tip 2 diyabet hastalarının yüzde 90’ı aşırı kilolu veya obez olduğu da bilinmektedir. Morbid obezite, karaciğer yağlanması, safra kesesi taşları, pankreas iltihabı, gastroözofagial reflü, eklem ağrıları, bacaklarda toplardamar yetmezliği, gebelik problemleri, kronik baş ağrıları, cilt problemleri ile psikolojik sorunlara da yol açmaktadır” diye konuştu.

“Kilolardan kalıcı bir şekilde kurtulmak mümkün”

Obezite ile mücadelede diyet ve yaşam tarzı değişikliğinin büyük önem taşıdığını aktaran Kapan, şunları kaydetti:

“Ancak morbid obezite hastalarında kalıcı kilo kontrolü için ilaç desteği yeterli değildir ve birçok hasta fazla kilolarından kurtulmada başarısız olmaktadır. Aşırı kilolu hastalarda kalıcı kilo kontrolü için obezite cerrahisi son derece etkili bir yöntemdir. Obezite cerrahisi, ‘gastric banding’ denilen mide kelepçesi, ‘gastric sleeve’ adı verilen mide tüpleştirme ve bypass operasyonlarından oluşmaktadır. Hangi cerrahinin uygulanacağına, hastanın durumuna göre karar verilir.”

“Biraz fazla kilom var deyip ameliyat olmak doğru değil”

Obezite cerrahisi öncesi hastanın beslenme özellikleri, diyabet ve yaşam tarzı ile diğer hastalıklarının durumu göz önüne alındığını dile getiren Doç. Dr. Kapan, şu ifadelerde bulundu:

“Cerrahi, genellikle 18-60 yaş arasında uygulanabilir. Hastaya cerrahi işlem uygulanabilmesi için bazı şartlar gereklidir. Vücut kitle indeksi 40’ın üzerinde ya da 35-40 arasında olması ve obeziteden kaynaklı bir rahatsızlığın bulunması. Bir yıllık ilaç ve diyet sonucunda hastalığın seyrinde değişim olmaması. Endokrinolojiyi ilgilendiren hastalıkların bulunmaması. Aşırı alkol veya uyuşturucu madde bağımlısı olunmaması. Hastanın anlama ve uyum kabiliyetinin tam olması. Ameliyat riskinin kabul edilebilir düzeyde olması gereklidir. Bu şartları taşıyan hastalar, beslenme ve diyet, endokrinoloji ve psikiyatri uzmanları tarafından değerlendirildikten sonra uygun görülen ameliyat seçeneğiyle işleme alınır.”

“Problemler ameliyat sonrası ortadan kalkıyor”

Cerrahi olarak tedavisi yapılıp zayıflayan hastaların ömrünün ortalama 10 yıl uzamadığına da işaret eden Kapan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Diyabet, tansiyon, uyku apnesi gibi birçok hastalığın iyileşmesine de olanak sağlamaktadır. Ayrıca cerrahi yapılarak obeziteden kurtulan hastalarda kalp ve damar hastalıklarının, kanserlerin, endokrinolojik bozuklukların, enfeksiyon hastalıklarının ve psikiyatrik rahatsızlıkların gelişme ihtimali azalmaktadır. Ameliyat sonrası düzenli takipler aksatılmamalı, uzman eşliğinde belirlenen beslenme planına mutlaka uyulmalı ve bilinçsiz spor yapmaktan kaçınılmalıdır.”