Parasını peşin verdikleri evlerin tapusunu alamadılar
Diyarbakır'da aralarında avukat, mühendis, memur ve terör mağdurlarının da bulunduğu yaklaşık 300 kişinin, parasını peşin verdikleri dairelerin tapularını alamadıkları iddiasıyla yaptığı eylemde kısa süreli gerginlik yaşandı. Vatandaşlar mağduriyetlerin giderilmesini istiyor.
Diyarbakır’da aralarında avukat, mühendis, memur ve terör mağdurlarının da bulunduğu yaklaşık 300 kişinin, parasını peşin verdikleri dairelerin tapularını alamadıkları iddiasıyla yaptığı eylemde kısa süreli gerginlik yaşandı. Vatandaşlar mağduriyetlerin giderilmesini istiyor.
Diyarbakır’ın merkez Kayapınar ilçesi Diclekent semtinde bir araya gelen ve aralarında avukat, mühendis, memur ve emeklilerin olduğu yaklaşık 300 kişi bir inşaatının önüne gelerek eylem yaptı. Polisin yoğun güvenlik önlemi aldığı eylemde vatandaşlar parasını peşin verdikleri evlerin tapusunu alamadıklarını ve dolandırıldıklarını ileri sürerek haklarını aradı. Kısa süreli gerginliğin yaşandığı eylemde vatandaşlar müteahhit firma ve arsa sahibi arasındaki anlaşmazlıktan ve firma sahibinin battığını ifade etmesinden dolayı mağdur olduklarını ve bu mağduriyetleri giderilene kadar haklarını arayacaklarını söyledi.
Devletin verdiği terör tazminatı dolandırıcılara gitti
Merkez Bağlar ilçesinde 2016 yılında İl Emniyet Müdürlüğü ek binasına yapılan bombalı saldırıda yaşadığı maddi zarar karşısında devlet tarafından kendisine verilen parayı daire karşılığı mühendislik firmasına verdiğini ve tapusunu alamadığını ileri süren Ali Dündar, “O patlamada eşim de yaralanmıştı. Devletin verdiği eşya ve ev parasını mühendislik firmasına verdim. 18 ay önce 150 bin lira ve bunun yanında tapu masrafını kendilerine verdim. Onlar da inşaata yatırdılar. Bunun gibi 16 tane şirket var. Burası 4 milyon TL alacağım var diyor. Onlar da yok diyorlar. Paranız yok diyorlar. Ondan dolayı burada toplandık. Devlet büyüklerinden yardım istiyoruz. Ben 18 ay önce parayı daire karşılığından vermiştim. Sözleşmem de var. Tapu harcını da verdim. Tapu dairesine gittik. Sonra ev arsa sahibinin çıktı. Arsa sahibi daire benim diyor ama müteahhit de benim diyor. Ben ortada kaldım. 3 tane çocuğum var. 3’ü de üniversite okuyor. Herhangi bir gelirim de yok. Kendim ortopedik engelliyim. Benim gibi mağdur olan yaklaşık 300 kişi var. Yüzde 80’i de parasını vermiş. Yargıya da başvurduk. Arsa sahibi daire benim diyor müteahhit yok benim diyor. Biz ortada kaldık. Elimizde sözleşme var. Tapu harcını yatırdığıma dair belgede var. Telefon konuşmaları da var elimde. Şuan oturduğum evde ne elektrik, ne su hiçbir şey yok. 3 çocuğumla kalıyorum. Olan paramızı da vermiyorlar. Burada herhangi bir alacağınız yok diyorlar. Devlet büyüklerinden yardım istiyoruz. Biz artık parayı da istemiyoruz. Bildiğiniz enflasyon aldı başını gitti. Şuan verecekleri 150 bin lira ile ben daire alamam Diyarbakır’da. Bana 3+1 daire dendi. Şuan 2+1’i verdi. 2+1’in de tapusu yok. Tapusu olmayan bir dairedeyim” dedi.
“Gerekirse burada yatacağız”
Emekli memur Mehmet Çeri ise 2017 yılında aynı mühendislik firmasından 220 bin lira karşılığı bir daire satın aldığını ve Kurban Bayramı öncesi tapu konusunda anlaştıklarını dile getirerek, şunları kaydetti:
“Bu tapu karşılığı da kendilerine bir meblağ ödememi söylediler. Doğalgaz, su ve elektrik aboneliği için 7 buçuk milyar talep ettiler. Ben ilçede olduğum için bayramdan sonra geleceğimi söyledim. Bu sabah müteahhidin kaçtığını bana söylediler. Şu anda bulunduğum yer kendisinin yaptığı yerdir. Bizlerin parasını bu inşaatlara yatırmış. Müteahhit savcılığa verdiği ifadesinde, tefeciden para aldığını, o tefeciye da borcunu ödediği halde tefecinin çeklerini kullanarak onun iş hayatını bitirdiğini söylemiş. Bu tutanaklarda mevcuttur. Bizim gibi mağdur olan kayıtlı 233 kişi var. Biz mağduriyetimizin giderilmesi adına mağdurlar olarak toplandık. Kimse kimseyi ezemez, kimse kimseye baskı yapamaz. Kimse kimsenin parasını yiyemez. Burası Türkiye Cumhuriyeti. Kanunlar var savcısı var, hakimi var, polisi var. Benim dairemi satmış oraya koymuş. Biz grup olarak bu yastığa baş koyduk. Ölüm var dönmek yok. Bu mağdurların hakkını alacağız. Gerekirse burada yatacağız. Zaten bütün varlığımız elimizden gitti.”