'Sağlıklı gıda için köklü bir dönüşüme ihtiyacımız var'

Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Yasemin Açık, bu yılki teması 'Daha Güvenli Gıda, Daha İyi Sağlık' olarak belirlenen 7 Haziran Dünya Gıda Güvenliği Günü dolayısıyla açıklama yaptı.

'Sağlıklı gıda için köklü bir dönüşüme  ihtiyacımız var'
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) verilerine göre zararlı bakteriler, virüsler, parazitler veya kimyasal maddeler içeren güvenli olmayan yiyecekler, ishalden kansere kadar 200'den fazla farklı hastalığa neden oluyor.

Örgütün tahminlerine göre her yıl 600 milyon civarında kişi sağlığa uygun olmayan (kontamine) gıdalar nedeniyle rahatsızlanıyor, 420 bin kişi ise hayatını kaybediyor. Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Yasemin Açık, 7 Haziran Dünya Gıda Güvenliği dolayısıyla yaptığı açıklamada sağlıksız gıdaların neden olduğu hastalıklara dikkat çekerken, sürdürülebilir bir şekilde sağlıklı gıdaya ulaşmanın önemine ve dünya genelinde risk oluşturan arz kıtlığına da vurgu yaptı.

 “GÜVENLİ VE BESLEYİCİ GIDAYA ULAŞMAK GİDEREK ZORLAŞIYOR”

DSÖ’nün 7 Haziran Dünya Gıda Güvenliği Günü kapsamında bu yıl açıkladığı temanın ‘Daha Güvenli Gıda, Daha İyi Sağlık’ olduğunu ifade eden Prof. Dr. Yasemin Açık, “Endüstriyel gıda tüketiminin giderek arttığı, insanların çevreye verdiği zarar dolayısıyla doğal kaynakların hızla kirlendiği günümüzde güvenli ve besleyici gıdaya ulaşmak giderek zorlaşırken, bu durum kısa süreli karın ağrılarından karaciğer rahatsızlıkları ve kansere kadar uzanan pek çok hastalığa yol açıyor. Başta bebekler, küçük çocuklar, hamileler, yaşlılar ve herhangi bir hastalığı bulunanlar olmak üzere her yıl yüz milyonlarca kişi sağlıksız gıdalardan az ya da çok etkileniyor” dedi.

“SÜRDÜRÜLEBİLİR SAĞLIKLI GIDA İÇİN HEPİMİZE GÖREVLER DÜŞÜYOR”

Gıda kaynaklı rahatsızlıkların önüne geçmek ve sağlıklı gıdaya erişim için gıda sisteminde köklü bir dönüşüme ihtiyaç duyulduğunu belirten Açık şöyle devam etti; “DSÖ’nün de vurguladığı gibi sürdürülebilir bir şekilde sağlıklı gıdaya ulaşmada üreticilerden kanun yapıcılara kadar her kesime önemli görevler düşüyor.

Kanun yapıcıların ulusal gıda güvenliği sistemini güçlendirmesi, gıda güvenliği denetimlerini artırması; gıda işletmelerinin uluslararası gıda güvenliği standartlarını uygulaması; eğitim kurumlarında gıda güvenliğinin ele alınması büyük önem arz ediyor.

Hiç kuşkusuz gıda güvenliğinde tüketicilerin de rolü bulunuyor. Gıdaları doğru pişirmekten saklama yöntemlerine kadar her detay sağlığımız için önem taşıyor. Alışverişlerde etiket okumayı alışkanlık haline getirmek de sağlıklı gıdaya yönelmede farkındalık seviyesini artırıyor.”

“FİYAT ARTIŞI VE ARZ KITLIĞI DÜNYA GENELİNDE RİSK TEŞKİL EDİYOR”

Geçtiğimiz Nisan ayında Dünya Bankası, IMF, BM Dünya Gıda Programı ve Dünya Ticaret Örgütü’nün gıda güvenliği konusunda yaptığı acil eylem çağrısını hatırlatan Prof. Dr. Açık, “İklim değişikliği, dünyanın farklı bölgelerinde yaşanan çatışmalar ve Covid-19’un halihazırda süren etkileri nedeniyle küresel çapta gıda fiyatlarında artış ve arz kıtlığı yaşanıyor. Bu durum sağlıklı ve güvenli gıdaya erişim giderek zorlaştırırken, dünya çapında 10 milyon kişiyi de aşırı yoksulluğa sürüklüyor.

Bu konu artık ülkelerin tek tek meselesi olmaktan çıkmıştır. İnsanın en temel hakkı olan beslenme hakkının kimsenin elinden alınmaması için tüm ülkelerin koordineli bir şekilde hareket etmesi gerekiyor” diye konuştu.