'Sakin şehir' Ahlat ziyaretçilerini bekliyor

İtalya'nın Greve in Chianti kentinde bu yıl düzenlenen Uluslararası Cittaslow İcra Kurulu Toplantısı'nda 'sakin şehir' kabul edilen Bitlis'in Ahlat ilçesi, tarihi ve doğal güzellikleriyle ziyaretçilerini bekliyor.

Youtube Kanalı
Youtube Kanalı
Abone Ol
'Sakin şehir' Ahlat ziyaretçilerini bekliyor
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Van Gölü kıyısında, Nemrut Krater Gölü ve Süphan Dağı arasında kalan Ahlat, "Türklerin Anadolu'ya giriş kapısı" kabul ediliyor.

Doğal güzellikleri dolayısıyla Urartulardan Osmanlılara pek çok medeniyete ev sahipliği yapan ilçede, Van Gölü'nün mavisi ile Türkiye'nin üçüncü büyük dağı Süphan'ın karlı zirveleri bütünleşiyor.

Birçok medeniyetin izlerini taşıyan kale, cami, köprü, türbe, hamam ve zaviye kalıntılarıyla adeta açık hava müzesini andıran ilçe, dünyanın en büyük Türk-İslam mezarlığı ve zamana meydan okuyan kümbetleriyle öne çıkıyor.

Bölgede yetişen ceviz ağaçlarından yapılan baston ve ilçeye özgü taştan inşa edilen eserlerle ziyaretçileri kendine hayran bırakan Ahlat'ta, İtalya'nın Greve in Chianti kentinde bu yıl düzenlenen Uluslararası Cittaslow İcra Kurulu Toplantısı'nda "sakin şehir" kabul edilmesiyle hareketli günler yaşanıyor.

Tarihi ve doğal zenginliğini huzur ortamıyla fırsata dönüştürmek isteyen ilçe, gelecek sezon turizmde ön plana çıkmaya hazırlanıyor.

"BÜYÜK BİR BOTANİK BAHÇEYİ ANDIRIYOR"

Ahlat Belediye Başkanı Abdulalim Mümtaz Çoban, ilçenin tarihte Anadolu'nun en stratejik yerlerinden biri olduğunu söyledi.

İki yanardağın ortasında ihtişamlı bir medeniyet merkezi olan ilçenin, 1650 rakımda muhteşem bir platoda kurulduğunu anlatan Çoban, "Ahlat, alternatif tıbbın bütün özelliklerine cevap verebilen müthiş bir flora zenginliğine sahip. Büyük bir botanik bahçeyi andırıyor. Burası, insanlığa şifa dağıtacak bir merkez. Bunun yanında kentimiz bir lezzet coğrafyası. Hayvansal ve bitkisel ürünlerin güzelce bir arada sunulduğu ihtişamlı bir mutfak zenginliğine de sahibiz." dedi.

"200 KRİTER 2 YILDA TAMAMLANDI"

Ahlat'ın kültürel ve doğal güzellikleriyle büyük bir zenginliği barındırdığını belirten Çoban, şöyle devam etti:

"İnsanlığın tahrip etmeyi başaramadığı zenginlikleri barındırıyoruz. Bu zenginlik hem Tarihi Kentler Birliği hem de UNESCO Dünya Mirası içinde yer almamızı sağladı. Uluslararası Cittaslow'u takip ediyorduk. Bu koridorun içerisinde yer almamak bizim değil Cittaslow'un kaybı olurdu. Bu vesiyle Türkiye ve İtalya'daki temsilcilerle bir araya gelerek kriterlerini öğrendik. Huzurun yüksek olması, trafik kurallarının ihmal edilmemesi, cadde, sokak, kaldırımların pırıl pırıl olması gibi 200 kriter vardı. Bu kriterleri 2 yılda tamamladık."

Çoban, ilçenin "sakin şehir" kabul edilmesinden duyduğu memnuniyeti ifade ederek, "Bu koridor sadece Ahlat'a değil, Van Gölü havzasına muhteşem bir ivme kazandıracak. Çevredeki iller de bundan çok etkilenecek. Doğu Anadolu'yu artık terörle anmak yerine bu güzelliklerle anmak var. Bütün güzellikleri yaşatmak için gayretle çalışıyoruz." dedi.

"ORTA DOĞU DEVLET BAŞKANLARINI DAVET EDECEĞİZ"

Gelecek günlerde tanıtım çalışmalarına ağırlık vereceklerini anlatan Çoban, şunları kaydetti:

"Ahlat'ta turizme, ticarete, ithalat ve ihracata ivme kazandıracak bir çalışma ortaya koyacağız. Bu kapsamda devletimizin burada yapacağı (Malazgirt Zaferi etkinlikleri) çalışmaya, Orta Doğu devlet başkanlarını davet edeceğiz. Dünyanın en güzel festivallerinden birini yapacağız. Bu coğrafya artık vahşetle değil güzelliklerle anılacak. Geçmişin ihtişamlı şark medeniyetini, Asya'nın güzelliklerini inşa etmeye muktedir olacak şekilde yolumuza devam edeceğiz."

Turist rehberi Önder Önay ise ilçede çok güzel yerlerin olduğunu belirterek, "Selçuklu mezarlığı ve burada ortaya konulan sanat eserleri görenleri şaşırtıyor. Bu memleket gerçekten cennet. Bunun kıymetini bilmek gerek. Buranın sakin şehir ilan edilmesi, bölgenin değerlerini daha çok gündeme taşıyacaktır." diye konuştu.

Bölgeyi gezmeye gelen Ayşegül Kanar da Ahlat'ın sahip olduğu doğal ve tarihi güzelliklerin yeterince bilinmediğini kaydederek, "Burası çok eski medeniyetlerin izlerini taşıyor. Süphan Dağı ve Van Gölü'ne çok yakın. Burası gerçekten çok güzel ve görülmesi gereken bir yer." ifadelerini kullandı.