Sigara, mesane tümörünün oluşmasını yüzde 50 etkiliyor
Üroloji Uzmanı Op. Dr. Zülfü Sertkaya, mesane kanserinin erkeklerde, kadınlara oranla 3-4 kat daha fazla görüldüğünü ve sigara kullanımı hastalığın oluşumunu ortalama yüzde 50 oranında etkilediğini belirterek, bazı iş kollarında kullanılan kimyasalların da ortaya çıkmasında etkili olduğu hastalığın tedavisinde erken teşhis önemli rol oynadığına dikkat çekti.
Üroloji Uzmanı Op. Dr. Zülfü Sertkaya, mesane kanserinin erkeklerde, kadınlara oranla 3-4 kat daha fazla görüldüğünü ve sigara kullanımı hastalığın oluşumunu ortalama yüzde 50 oranında etkilediğini belirterek, bazı iş kollarında kullanılan kimyasalların da ortaya çıkmasında etkili olduğu hastalığın tedavisinde erken teşhis önemli rol oynadığına dikkat çekti.
Memorial Dicle Hastanesi Üroloji Bölümü’nden Op. Dr. Zülfü Sertkaya, mesane kanserini haber veren belirtilerin önemi ve hastalığın tedavisi hakkında bilgi verdi. Mesane tümörünün, idrar kesesinde oluşan tüm iyi ve kötü huylu “ur”lara verilen ad olduğunu belirterek, “Erkeklerde, kadınlara oranla 4 kat fazla görülen mesane tümörünün yüzde 90’ı kötü huyludur ve geri kalan yüzde 10’luk kısmını ise iyi huylu tümörler oluşturur. Kadınlarda mesane tümörü daha kötü seyirli olma eğilimindedir” dedi.
“Sigara mesane kanserini tetikliyor”
Mesane tümörünün görülme yaşının ortalama 50 olarak kabul edilse de Türkiye gibi sigara tüketiminin çok fazla olduğu ülkelerde, bu hastalık çok daha erken yaşlarda ortaya çıkabildiğini vurgulayan Sertkaya, “Yoğun sigara kullanımına bağlı olarak mesane kanseri günümüzde artık 20’li yaşlarda bile risk oluşturacak duruma gelmiştir. Boya, tekstil, kauçuk, deri ve kimya sektöründe çalışanlar, kuaför ve lastikçiler mesane tümörü vak’alarının yüzde 10-15’ini oluşturmaktadır. Bu sanayi sektörlerinde kullanılan bazı kimyasallar, mesane tümörü oluşumuna neden olmaktadır. Bunların yanı sıra; radyasyon tedavileri, yanlış uygulanan diyetler, kronik idrar yolu enfeksiyonları ve ‘şistomiyaziz’ adı verilen paraziter enfeksiyonlar mesane tümörü için risk faktörleri olarak sıralanabilir” diye konuştu.
“Vücuttaki değişiklikler önemsenmeli”
Mesane tümörünün erken evrede bile belirti vererek, özellikle idrarda görülen kanla kendini gösteren bir hastalık olduğunu anlatan Sertkaya, “Ancak bu işaret, taş ve böbrek sorunları gibi pek çok hastalığın da göstergesi olabileceğinden, altta yatan nedenin iyi araştırılması gerekir. Mesane tümörünü haber veren en sık belirtiler, idrarda kan görülmesi, kanama genellikle ağrısız olarak ortaya çıkar. İdrara çıkma alışkanlığının değişmesi. Sırtın bir bölümünde ağrı. İştah kaybı. Nedensiz kilo kaybı. Vücutta iltihaplanma. Bu durumdan en fazla mide ve bacaklar etkilenir. Halsizlik ve yorgunluk hissi, kansızlık” ifadelerinde bulundu.
“Tedavide ameliyat altın standart”
Mesane kanserinin tanı ve tedavisinin ilk adımının altın standart olarak kabul edilen cerrahi olduğunu vurgulayan Sertkaya, şunları kaydetti:
“Başlangıçta, kapalı yolla yapılan mesane tümörünün çıkartılması (TUR ameliyatı) hem tanı ve evrelemeyi sağlar hem de tedavinin ilk basamağıdır. Daha sonra hastalığın evre ve derecelerine bağlı olarak ileri tedaviler planlanır. Kasa nüfuz etmemiş tümörlerde kapalı olarak tümör çıkartılması ve mesane içine verilecek ilaçlar en etkili tedavi yöntemidir. Tümör eğer kasa yayılmışsa, hastalığın ve hastanın durumuna göre ‘radikal sistektomi’ adı verilen cerrahi yöntem etkili bir tedavi seçeneğidir.”
“Yaşam tarzı değişikliği ve düzenli takip gerekli”
Hastalara tedavi sonrasında sigara kullanıyorsa bırakmalarını öneren Sertkaya, şunları söyledi:
“Meyve ve sebzeden zengin bir beslenme düzeni oluşturulmalı, riske yol açabilecek herhangi bir iş kolunda çalışan kişilerin de bu yaşam düzenini değiştirmesi gerekmektedir. Tedavi sonrası en az 5 yıl boyunca düzenli takip altında olmak yaşamsal önem taşımaktadır.”