Sokak hayvanlarına belediye şefkati
Sokak hayvanlarına yönelik çalışmalarını sürdüren Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi, 2017 yılında 4 bin 455 sokak hayvanını sağlıklaştırdı, 432 hayvanı da sahiplendirdi.
Sokak hayvanlarına yönelik çalışmalarını sürdüren Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi, 2017 yılında 4 bin 455 sokak hayvanını sağlıklaştırdı, 432 hayvanı da sahiplendirdi.
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Hayvan Bakımevi ve Rehabilitasyon Merkezinde uzman personellerce tespit edilen sokak hayvanlarına gerekli tedavi ve bakımları yapılıyor. 2017 yılında 3 bin 233 köpek, bin 198 kedi, 22 eşek, 1 at ve 1 katır olmak üzere toplamda 4 bin 455 hayvanın tedavi ve bakımı yapıldı. Tedavisi ve bakımı yapılan 556 hayvan doğaya bırakılırken, 432 hayvan da sahiplendirildi. Yapılan çalışmalarla ile ilgili bilgi veren Büyükşehir Belediyesi Hayvan Bakımevi ve Rehabilitasyon Merkezi Sorumlu Veteriner Hekimi Kader İçen, ilk zamanlarda köpeklere hizmet veren bakımevinde, duyulan ihtiyaç sonrası bir kedi evi de oluşturduklarını belirterek, “Şuanda 300’e yakın köpeğimiz, 50’ye yakın kedimiz ve 7 tane mağdur eşeğimiz var” dedi.
“Tedavi ettikten sonra aldığımız yere bırakıyoruz”
Sokaklardan sağlıksız, tedaviye muhtaç hayvanları aldıklarını ve tedavi sonrası hayvanların yine uzman personel tarafından alınan yere bırakıldığını ifade eden İçen, “Tedavi ediyoruz ve aldığımız yere geri bırakıyoruz. Kedilerde de bu durum söz konusu. Onları da kısırlaştırdıktan sonra doğaya bırakıyoruz ki üremelerini kontrol altına alabilelim. Çünkü bilimsel olarak bir köpekten 6 yılda 6 bin tane yavru ürüyor ve biz bu hayvanların doğada beslenebileceği alanların çoğunu yok ettiğimiz için kontrolsüz bir üreme söz konusu oluyor. Hayvanların çoğu sokakta mağduriyetlerle karşılaşıyor. Bize trafik kazaları çok geliyor. Onun dışında hayvanlar, insanların yaptığı boyuna ip geçirme, tekmelemeler, dövmeler ya da bazı suistimallerle getiriliyorlar. Bazı saldırgan köpeklere de doktor raporu ile kanıtlandığı zaman rehabilitasyon işlemi gerçekleştiriliyor. Kısırlaştırma faaliyeti de bir rehabilitasyon hizmetidir. Çünkü kısırlaştırılan hayvanın agresifliği azalır. En çok buna önem veriyoruz. Onun dışında birçok cerrahi müdahalelerin yanı sıra normal hastalıkları da tedavi edebiliyoruz” diye konuştu.
“7 gün 24 saat çalışan bir kurumuz”
Yedi gün 24 saat çalışan bir kurum olduklarını aktaran İçen, “Belediyenin bir tane acil müdahale ambulansı var. 153 numaralı hattan tüm vatandaşlarımız ulaşabilir. Vatandaşlardan ricamız 153 numaralı ambulans hattını gereksiz yere meşgul etmemeleri. Normal ambulanslara gösterdikleri hassasiyeti onlara da göstermelerini istiyoruz. Çünkü bazen gerçekten ihtiyacı olan hayvanlara ulaşmamızı engelliyor. Hayvanlara müdahale etmek insanlar gibi kolay değil. Çünkü yaralı olsalar bile yakalanmaları kolay değil. Ömür boyu burada kalan hayvanlarımız var. Engelli, annesiz ve anneli yavrular ile gerçekten kronik hastalığı olan hayvanları burada tutuyoruz” ifadelerini kullandı.
“Çöplere kesici delici alet atılmamalı”
Hayvanların asıl yerlerin doğa olduğunu ve doğada bu hayvanlarla yaşamak zorunda olduğumuzu vurgulayan İçen, çöp atıklarına kürdan ve cam gibi kesici ve delici aletler atılmaması gerektiğini söyledi. İçen, şunları kaydetti:
“Onların yaşam, barınma ve beslenme haklarını biz karşılamak zorundayız. Çünkü bunlar dilsiz canlılar ve kendilerini ifade edemiyorlar. Beslenebilecekleri doğa olmadığı için çöplerden beslenmek zorunda kalıyorlar. O yüzden hayvanların yiyebileceği atıkları çöp kenarında açık bırakıp beslenmelerini sağlarsak çöpleri de talan etmezler. Yaz ayları yaklaşıyor ve yazın Diyarbakır kurak ve sıcak geçiyor. Herkes kapısının önüne bir kap su ya da yemek artığını bırakırsa bu canlılar da beslenip gidecekler. İnsanların çok olduğu yerde kendileri de dolaşmak istemiyor. Diyarbakır’da bin 500’e yakın mahalle ve köy var. Her birinden 3 hayvan aldığımızı düşünürseniz binlerce hayvan olur. Şartlarımız ne olursa olsun kafes içinde tutmak cezaevinde gibi hissettirir. Sokaklardaki hayvanlar aynı zamanda o sokağın da halkıdır. Bu bilinçle o hayvanlara gerçekten duyarlı davranırsak onlardan yana da bir saldırı söz konusu olmayacaktır. O yüzden herkesi duyarlılığa davet ediyorum.”