'Survivor 2019'un şampiyonu Yusuf'un hayatı

Altı aylık mücadele sonunda Survivor 2019'un şampiyonu olan Yusuf Karakaya, hayatını anlattı.

'Survivor 2019'un şampiyonu Yusuf'un hayatı
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Survivor 2019'da şampiyon olduğu gece "Hayallerinizin peşinden koşun" diyen Yusuf Karakaya Survivor sürecini Hürriyet'e anlattı.

Sizinki nasıl bir hikaye? 

- Benim hikayemin adı; azim ve hırs. İçinde dram ve aksiyon var. Hayat bana çok şey yaşattı. Ama ben pes etmeden hep hayallerimin peşinden koştum.

Peki bu hikaye nerede başlıyor? 

- Elazığ’da, bir köyde doğdum. Babamın iki evliliği oldu. Toplam 11 kardeşiz. Altı erkek, beş kız. Bir abimi terörle çatışmada kaybettim. Şehit kardeşiyim. Bunu yarışma boyunca hiç anlatmadım. Çünkü oylamayı etkilemesini istemedim.

Anne-babanız ne iş yapıyorlardı? 

- Tarım ve hayvancılıkla uğraşıyorlardı. Varlıklı değildik. Ama beni ellerinden geldiğince iyi yetiştirdiler. 14 yaşıma kadar aileme yardım amaçlı çalıştım.

Neler yaptınız? 

- Sanayide çıraklık yaparak harçlıklarımı çıkarıyordum. Ama 14 yaşımda kurduğum bir hayal, benim hayat hikayemi alıp başka yerlere taşıdı.

Neydi o hayal? 

- Bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine dövüş kulübüne gittim. O kadar sevdim ki bir gün dünyanın en iyi sporcuları arasına girmeyi diledim. Ama bulunduğum yerde bunu gerçekleştirmem çok zordu. Açılmam gerekiyordu. İlk durağım Antalya’ydı. İnternet üzerinden takip ettiğim bir spor kulübü vardı. Orada antrenman yapmam için izin verdiler. Antrenörüm, “Para veremem ama ekmeğimi paylaşırım. Sen salonu temizlersin, ben de sana antrenörlük yaparım” dedi. 18 yaşıma kadar orada yaşadım. Ama profesyonel lige adım atabilmem için bu yetersizdi. Tayland bu işin merkezi. Uçak bileti için bir sponsor buldum ve 700 dolarla Tayland’a gittim. İngilizcem yoktu. Türk arkadaşlarım vardı. Biri de ‘2016 Survivor’ şampiyonu Avatar Atakan’dı. Zamanla dili öğrenmeye başladım.

Nerede kaldınız? 

- Çok çok kötü bir oda kiraladım. Para kazanmak için dövüşmem gerekiyordu. İlk maçımda oranın şampiyonunu yendim. Daha sonra Tayland’da çok önemli olan Kraliçe Kupası’na katıldım. Nakavtla maçı aldım. Tayland’ın en önemli dövüş kulübü bana yatacak yer ve yeme içme imkânı tanıdı. Kral Kupası’nı kazandım. Dünyanın en iyi dövüşçüsü Nieky Holzken’le dövüşmem istendi. Ama maçta burnuma darbe aldım. Dört kez burnumdan, iki kez göğsümden ameliyat geçirdim. İki yıl hastanedeydim.

Okul ne oldu? 

- Liseyi ikinci sınıfta terk ettim. Sonra açıktan bitirdim. Bundan sonra üniversiteye gitmeyi çok istiyorum. Kız arkadaşım içmimar, benim de çizim yeteneğim var. Deneyeceğim. 

Yarışmada sizi en zorlayan neydi? 

- Özlem. 

Açlık? 

- Aç kalınca agresifleşen biriyim. Ama insan bedeni bir süre sonra alışıyor. Özleme çare yok. 

Aç kalmak size ne öğretti? 

- Bir pirinç tanesinin değerini anladım. Eğer yiyecek bir kap yemeğiniz, başınızı soktuğunuz bir eviniz ve yanınızda sevdikleriniz varsa dünyada sizden daha zengini yokmuş.

Hijyen sorununu nasıl çözdünüz? 

- Günde iki-üç defa duş alan biriydim. Saçım hiç bu kadar uzamamıştı. Tuvalet ormanda yapılıyordu. Dişlerimizi odun parçalarıyla ve tuzlu suyla temizlemeye çalışıyorduk. 

Cinsellik? 

- O kadar açken, parkurlarda yorulurken, özlem ve psikolojik savaş içindeyken aklına cinsellik gelmiyor.

Ada yaşamı, açlık, yalnızlık sizde neleri değiştirdi? 

- Maddi-manevi çok zenginmişiz, onu anladım. Bir küçük dilim ekmek orada o kadar önemli ki. Çoğu zaman onları yediğimi hayal ettim. 

Nasıl? 

- “Şimdi şunu yiyorum, üzerine bunu yiyorum” diye düşünüyordum. Annemin bana verdiği bir yazması vardı. Onu ağaca bağlayıp konuştuğum zamanlar oldu. Üç yıldır bir kız arkadaşım var. Onun tokası hep bileğimdeydi. Tokayla konuşuyordum. Denize sanki kız arkadaşımın elini tutuyormuşum ve suya birlikte giriyormuşuz gibi düşünüyordum.

Bir insan neden dövüşerek para kazanmak ister? 

- Dövüşmeyi seviyorum. Bu benim için bir spor ve iş. 

Hayat hep ölüm riskiyle nasıl geçer ki? 

- Çocukken daha çılgın oluyor, bunları düşünmüyorsun. 20 yaşında geçirdiğim ameliyatlar, yaşadığım maddi-manevi kayıplar sonrası bir B planı düşündüm. Şimdi antrenörlük yapıyorum. 

Aileniz yarışma heyecanına bile dayanamadı. Peki bu işi yapmanıza nasıl izin verdiler? 

- Ailem okumamı istedi. Ama baktılar çare yok... Maçlarımı hiçbir zaman onlara izletmiyorum. Yaşlı insanlar, heyecanlandıkları için onlara bir zarar gelirse kendimi asla affetmem.

Kazandığınız 500 bin TL ödülle ne yapacaksınız? 

- 14 yaşımdayken bana bir el uzatıldı. Eğer o el uzatılmasaydı bugün belki başka bir yerde olurdum. Ben de birkaç yetenekli kardeşime kol kanat gereceğim. Belki içlerinden biri başarılar kazanır, başkalarına kol kanat gerer. Dünya böyle böyle değişecek. Ayrıca aileme rahat edecekleri bir ev almak istiyorum. Kendimle ilgili en büyük hayalimse dünyanın en büyük arenası UFC’de dövüşmek.