'Tamara'nın Çığlığı' Diyarbakır'da
Diyarbakır Şehir Tiyatroları'nın önümüzdeki günlerde kadının tüm coğrafyalarda kendine, ülkesine ve başka ülkelerde mülteci olma durumunu anlatan Tamara'nın Çığlıkları adlı oyunu sahneleyecek. Oyunun yönetmeni Ata Aksoy, bu oyunla Avrupa ve Türkiye'de ilk kez kadın sorununun deneysel olarak 4 ayrı sanatı kapsadığını söyledi.
Diyarbakır Şehir Tiyatroları’nın önümüzdeki günlerde kadının tüm coğrafyalarda kendine, ülkesine ve başka ülkelerde mülteci olma durumunu anlatan Tamara’nın Çığlıkları adlı oyunu sahneleyecek. Oyunun yönetmeni Ata Aksoy, bu oyunla Avrupa ve Türkiye’de ilk kez kadın sorununun deneysel olarak 4 ayrı sanatı kapsadığını söyledi.
Canan Aksoy’un yazdığı, Ata Aksoy’un yönettiği, Handan Ekici ve Ata Aksoy’un oynadığı tiyatro oyunda, kadınların engellendiği bir dünyada, Tamara önüne çıkan duvarları aşmaya çalışırken aynadaki farklı sesler ve karakterlerle de hesaplaşır. Tamara müzikle, dansla ruhunu arındırırken varoluşunu da anlamlandırmak için mücadele verir. Dışarıdan gelen fısıltılara, bölünmelere karşın kendini bütünlemeye çalışır. İnsanın varoluşuna, kendine en yakın hissettiren, yenileyen araç sanat olduğu için Tamara’nın kendi varoluşunu var etmesinde, yeniden doğuşunda sanatın bir çok dalı Tamara’ya arkadaşlık eder. Tamara kendi çığlığının sesinde ve aynada gördüğü çatlaklarda mim ve flamenkoile kaderine başkaldırır. Tamara, güneşin doğuşuyla, onu kendinden uzaklaştıran, benliğinde karmaşalar yaratan ve çekiştiren her sese karşın dimdik ayakta durmayı öğrenir.
Tiyatro, pantomim ve dansı buluşturan, lirik şiirin bağlayıcı unsur olarak kullanıldığı disiplinler arası performans türü olan Tamara’nın Çığlığı, kadının tüm coğrafyalarda kendine, ülkesine ve başka ülkelerde mülteci olma durumunu anlatıyor. Zamanın ruhu bağlamında şiddetin ağırlıklı olduğu; savaş, zorunlu göç ile bunun getirdiği ırkçılık ve kadın cinayetleri trajedisinin çokça yaşandığı bir çağda geçer oyun. Oyunda, Mezopotamya kadınını ve tüm coğrafyalardaki kadınların yansımasını anlatması bağlamında İranlı kadın şair Furuğ Ferruhzad umut dolu dizeleri ve Lorca’nın dizeleriyle seyirciye şiirle anlatım sunuluyor.
“Pandomim dört sanat dalını barındırıyor”
Oyunun yönetmeni Ata Aksoy, pandomim sanatının Avrupa’da daha çok önemsendiğini ve destek bulduğunu ancak Türkiye’de bu sanatı yapanların sayısının beşi geçmediğini söyledi. Avrupa ve Türkiye’de ilk kez kadın sorununun deneysel olarak oyuna uyarlandığını belirten Aksoy, "Oyunun güçlü göstergelerle seyirciye lirik imgeleme gücüyle hafızalarda yeni bir bakış açışı yaratacağını düşünüyorum. Türkiye genelinde turnelere hazırlanıyoruz" dedi.
Mülteciler ve kadın sorununu dört farklı sanat dalını da içerecek bir şekilde sahneye konulacak olan Tamara’nın Çığlığı, 12 Ekim tarihinde Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrolarında sahnelenecek.