TED Başkanı Pehlivanoğlu: 'Eğitimde sosyal adaleti sağlamalıyız'
Türk Eğitim Derneği (TED) Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu, TED Ankara Koleji'nin birincisiyle Sivas'ın en ekonomik olarak düşük okulundaki öğrencinin biz aynı puanı almasını istiyoruz. Çünkü sosyal adaleti sağlamamız lazım. Ama biz sıralama sınavından çıkmadıktan sonra adı dershane olmayan ama okulların dershaneye dönüştüğü yine zenginle, fakirin arasında uçurumların oluştuğu bir yapıdan dışarıya çıkamayız. Onun için bütün düzenlemelerimizi annesi, babasının parası olmayanların sosyal adaleti ve eğitim hakkı üzerine kurgulamak mecburiyetindeyiz dedi.
Türk Eğitim Derneği (TED) Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu, "TED Ankara Koleji’nin birincisiyle Sivas’ın en ekonomik olarak düşük okulundaki öğrencinin biz aynı puanı almasını istiyoruz. Çünkü sosyal adaleti sağlamamız lazım. Ama biz sıralama sınavından çıkmadıktan sonra adı dershane olmayan ama okulların dershaneye dönüştüğü yine zenginle, fakirin arasında uçurumların oluştuğu bir yapıdan dışarıya çıkamayız. Onun için bütün düzenlemelerimizi annesi, babasının parası olmayanların sosyal adaleti ve eğitim hakkı üzerine kurgulamak mecburiyetindeyiz" dedi.
TED Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu, bir dizi ziyaretlerde bulunmak üzere Sivas’a geldi. Pehlivanoğlu, TED Sivas Koleji’nde düzenlenen basın toplantısında yaptığı açıklamada eğitimle ilgili sorunlara değinerek, "Biz sorunun kaynağının iyi planlamayla alakalı olduğunu düşünüyoruz. Biz sivil toplum örgütü olarak bununla ilgili çözüm önerileri hazırlayarak sürekli devletimizle paylaşıyoruz ve kampanyalar düzenliyoruz. Biz yıllardır ’Hayat eşittir 180 dakika mı’ diye bağırdık. Test arasına sıkıştırılmamış lise istedik ve bu neslin ileriye gitmesi içinde disiplinli bir sürece ihtiyacımız olduğunu hep haykırdık. Eğitim sistemimizin temel sorunlarından bir tanesi karşımıza dershane canavarı olarak çıkmış olan aslında biz sadece milletin ceplerini boşalttığını sandığımız ama bir kısmınında ruhlarını boşalttığı bir sistemin esiri olmasıdır. Bugüne kadar dershaneciler her zaman bize sınavsız eğitim olur mu? Dediler tabi ki olmaz. Ama sıralama sınavı ile ölçme sınavı ayrı şeylerdir. Siz bir üst kademeye geçmek için Sivas’ın bir köyündeki çocukla benim çocuğumla aynı sınava sokarsanız bunda adaleti falan sağlayamazsınız. Okulu kıymetli kılmak mecburiyetindeyiz, okulu değerli kılmak mecburiyetindeyiz. Cumhurbaşkanımız, Milli Eğitim Bakanımız ile 24 Kasım’da yaptığımız küçük toplantıda bizim önerimizle yeni liseye geçiş sisteminde 6’ncı ve 7’nci sınıftan soru çıkmasının önüne geçtik. Ama okul başarı puanının tekrar devreye girmesi, okul içi sıralamayla girmesi çünkü okul sıralaması değil de Türkiye sıralaması yaparsanız notlar şişiyor. Özellikle özel okullarda ama devlette de şişiyor. Okul içinde sıralama yapıp yani TED Sivas Koleji’nin birincisiyle, TED Ankara Koleji’nin birincisiyle Sivas’ın en ekonomik olarak düşük okulundaki öğrencinin biz aynı puanı almasını istiyoruz. Çünkü sosyal adaleti sağlamamız lazım. Ama biz sıralama sınavından çıkmadıktan sonra adı dershane olmayan ama okulların dershaneye dönüştüğü yine zenginle, fakirin arasında uçurumların oluştuğu bir yapıdan dışarıya çıkamayız. Onun için bütün düzenlemelerimizi annesi, babasının parası olmayanların sosyal adaleti ve eğitim hakkı üzerine kurgulamak mecburiyetindeyiz" dedi.
"Diplomanın bir değeri yok"
Diplomanın bir değerinin kalmadığını ifade eden Pehlivanoğlu, "Dünyada hibrit arabalar gibi hibrit insan yetiştiriyorlar. Yani ilk önce akademik başarı esastı. Hızla gelişmiş dünya uyandı sosyal başarıya geçtiler. Sosyal zeka demeye başladılar. Hala Türkiye’de üniversitelerin kalitesi girdiyle ölçülüyor. Amerika’da ulusal sınavlarda yüzde 10’a giren öğrenciler üstün zekalı mı diye teste tabi tutulur. Bizim ülkemizde daha ilkokuldaki çocuklar yüzde 3 girdiği zaman bu başarısız diye ayrıştırıyoruz. Bu adaletle alakası olamaz. Akademik başarının sadece bir çıktı olarak ortaya konması bir çocuğun ülkeyi ileriye götürmesi ve Türkiye’nin önder olmasını sağlayamaz. Bizim bu adaleti sağlamamız lazım. Şüphesiz her şeyi devletten beklememeliyiz. Çünkü sonuç itibariyle çok genç bir nüfusa sahibiz. Ama bu ülkede birileri genç nüfusun bir fırsat olduğunu söylüyor. Biz ise böyle eğitirsek ulusal güvenliğimiz başta olmak üzere büyük bir tehdit olduğunu iddia ediyoruz" diye konuştu.
Atanamayan öğretmenlerin nasıl yanındaysak işini yapmayan öğretmenlerin de karşısında durmak gerektiğini vurgulayan Pehlivanoğlu, "Biz Anadolu’nun her bir yerindeki öğretmenlerimizi gökyüzünde bulmuyoruz. Eğitim veriyoruz. Çalışma disiplini veriyoruz. Onların amcası veya dayısının olmasının performanslarına hiçbir etkisi olmuyor. Biz bu ülkeyi düzelteceksek kutsal olarak görevini yapan çok sayıda öğretmenimizin arkasında durmalıyız. Onları yüceltmeliyiz. Çünkü eğitim bu ülkenin geleceğiyle alakalıdır. Onların mesleğinden zevk almalarını sağlamalıyız. Ama bu kutsal görevi yerine getirirken sorumluluklarının bilincinde olmalarını sağlamak mecburiyetindeyiz. Çünkü aksi takdirde özellikle sosyo-ekonomik olarak orta seviye ve alt seviyede olan ailelerin çocuklarının ileriyle gitmesini sağlayamayız" ifadelerini kullandı.