Uzmanlar kalp krizi vakalarında gözden kaçırılan noktaları anlattı

Kardiyoloji Uzmanı İsmail Erdoğu, İTO Başkanı İbrahim Çağlar’ın ölümünün ardından ortaya atılan iddialar üzerine, benzer durumlarda dikkat edilmesi gerekenleri değerlendirdi.

İTO Başkanı İbrahim Çağlar’ın ölümünün ardından ortaya atılan ihmal tartışmaları, ’her göğüs ağrısı kalp krizi midir’ sorusunu akıllara getirdi. Tartışmalar üzerine Sivas Medicana Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. İsmail Erdoğu, benzer vakalarda neler yapılması gerektiğini değerlendirdi.

Erdoğu, toplumda kalp krizine oldukça sık rastlanıldığını belirterek, “İTO Başkanı İbrahim Çağlar beyin hayatını kaybettiğini öğrendik. Kendisine rahmet diliyoruz. Ailesinin başı sağ olsun. Bunun üzerine bir gündem oluştu. Kalp krizlerine nasıl müdahale edilmesi gerekir, kalp krizi vakalarında bazı belirtiler gözden mi kaçıyor diye. Toplumda kalp krizleri oldukça sıklaştı. Ölümlerde kanserden önce geliyor. Göğüs ağrısı meydana geldiğinde çok dikkat edilmesi gerekiyor. Acil servislere yapılacak müracaatlarda ilk olarak yapılması gereken şeyler belli. EKG çekilip kana bakılıyor. Ağrının kalp ile ilgili bir ağrımı olduğu veya başka bir nerede bağlı ağrı mı olduğuna bakılıyor. Bu ilk tetkiklerde tanı konuluyor. Ancak bunlara rağmen bazı hastalarda her şey normal görülse de kalp rahatsızlığı olabiliyor" dedi.

"İbrahim Çağlar’a hastanede gerekli şeylerin uygulandığını görüyoruz"

Uzman Dr. İsmail Erdoğu, “İbrahim Çağlar beye gittiği hastanede gerekli şeylerin uygulandığını görüyoruz. Ne yazık ki şunu da göz ardı etmememiz gerekiyor. Acillere müracaat eden göğüs ağrılarının sadece yüzde 10’u kalp ile alakalı şikayetler. Yani doktor kendisine görüş ağrısı ile gelen 10 hastadan 9’unun kalp ile ilgili rahatsızlığı olmadığını görüyor. Hastalığın gözden kaçmasına neden olabilecek birtakım farklı şikayetler ile gelebiliyor" dedi.

"Hastalar acele ediyor"

Uzman Dr. Erdoğu, özellikle göğüs ağrılarında hastaların hastaneden ayrılmakta aceleci davranmamaları gerektiğine vurgu yaparak, “Sağlıkçıların işlerini en doğru şekilde yaptıklarını düşünüyorum. Ancak hastalar bazen acillere müracaatlarında işlerinin bir an önce bitmesini, hemen hastaneden ayrılmayı, tetkikleri yerine getirmede ihmalkar davranıp aceleciliğin içerisine girdikleri görülüyor. Hastanelere özellikle göğüs ağrısı ile gidildiğinde, müşahede altında tutulmada ve tetkikleri yerinde getirme noktasında çok aceleci davranmamalarını öneriyoruz. Hastaneler biran önce kaçılacak yerler değil" dedi.

"Kalp rahatsızlığı kader değil"

Erdoğu, kalp rahatsızlıklarının kader olmadığını, önceden alınacak tedbirler ile önlenebileceğinin altını çizerek, “Kalp hastalıklarında özellikle hastalığa yakalanmadan tedbirler almak lazım. Bu hastalıklar kader değil. Kişilerin yanlış beslenmesi, yanlış yaşam tarzları kalp hastalığını, başlatan, geliştiren sonuçlandıran nedenlerdir. Sigarayı artık hiç kimse tavsiye etmiyor. Hastalarımız halen daha şikayetleri durumunda nereye gideceklerini, ne yapacaklarını, doktora gitmeleri gerekip gerekmediği konusunda fikir sahibi değiller” şeklinde konuştu.

30 yaş üstü risk altında

Erdoğu, kalp rahatsızlıklarında risk sınırının 30’a kadar gerilediğini açıklayıp, “Herkese şunu tavsiye ediyorum. Uzun yıllar sigara içmiş, şekeri tansiyonu olan insanlar, 30 yaşının üzerindeki insanlar, ailesinde kalp krizi geçirmiş ve ani ölümler yaşanmış insanlar varsa bu kişilerde herhangi bir şikayet başlamadan hiçbir belirti olmasa da kardiyoloji muayenesi olmalarını tavsiye ediyorum. Efor testinden geçmelerini tavsiye ediyorum. Tetkiklerden kaçmasınlar. Spor ve egzersiz yapıp, sağlıklı yaşamak lazım. Sağlıklı beslenip, sigaradan uzak durmak sizi kalp rahatsızlıklarından koruyacaktır" dedi.