Uzun süren diş problemlerine dikkat

Ortodonti hastalarını en çok zorlayan noktanın uzun süren ortodontik tedaviler olduğunu belirten Dr. Aydan Coşkun Ateş, uzun süren diş problemlerine dikkat edilmesi gerektiğini söyledi.

Sarıyer Ortodonti Diş Kliniğinden Dr. Aydan Coşkun Ateş, “Ortodonti hastalarını en çok zorlayan nokta uzun süren ortodontik tedavilerdir. Yıllarca tedavi süresini düşüren çeşitli cerrahi teknikler geliştirilmiş, diş hareketini hızlandırmak için ortodontik yüklerle kemik iyileşme mekanizması kombine edilmiştir. Ancak bu tekniklerin dişlerin devitalizasyonu, alveolar kemik rezorpsiyonu, kemik bloklarının vasküler nekrozu ve çeşitli komplikasyonlar bakımından riskleri vardır ve hasta kabul edilebilirliği düşüktür. Bunun üzerine minimal invaziv hızlı ortodonti için flapsiz yaklaşım geliştirimiştir. Bu prosedür radyografi rehberliğinde minimal insizyonları ve lokalize piezoelektrik kortikomileri içerir. Hızlı ortodontik tedavinin avantajları; daha az travmatik, flapsiz, travma iyileşme süresinin azalması şeklindedir” dedi.

Cerrahi prosedür öncesinde hastanın periodontal sağlığının önemli olduğunu ifade eden Dr. Ateş, “Periodontolog tarafından muayene edilmelidir. Operasyondan bir gün önce sabah ve akşam olarak yüzde 0,12’lik klorheksidin ağız gargarası kullanılır. Operasyondan hemen önce ise bir dk boyunca yüzde 0,12’lik klorheksidin ile gargara yapılıp bukkal alanlar klorheksidine batırılmış gazlı bez ile silinir. Piezoceerahi işlemi braketler yerleştirildikten bir gün sonra lokal anestezi altında yapılır İnsizyon diş etinin 2mm altından başlar. Piezocerrahi insizyonun üzerinde yer alır. Vertikal kortikomi insizyon izini takip eder” diye konuştu.

Kortikomi sonrası hastalara yumuşak diyet verildiğine dikkat çeken Dr. Ateş, “24 saat ağız çalkalamak yasaklanır. Bu tekniğin getirisi diş hareketini hızlandıran kemik grafti gerektiren diğer cerrahi yöntemlerdeki flap elevasyonunu (dişetinin tamamen kaldırılması) önlemektir. Bu yöntem ile ortodontik tedavi süresinin yüzde 30’dan yüzde 70’e kadar azaldığı klinik çalışmalarla da gösterilmektedir” şeklinde konuştu.