Vaiz Emine Sağlam'dan öğrencilere 'Kur'ân'ı Anlamak' üzerine sohbet

Erzincan Müftülüğü Uzman Vaizi Emine Sağlam, Değerler Eğitimi kapsamında yürütülen seminer ve sohbet etkinliklerine devam ediyor. Kadın ve Demokrasi Vakfı (KADEM) na bağlı hizmet ve faaliyette bulunan Yüksek Öğrenim Kız Yurdu üniversite ve lise öğrencileriyle bir araya gelen Sağlam üniversite öğrencileriyle Kur'n'ı Anlamak üzerine bir sohbet gerçekleştirdi.

Vaiz Emine Sağlam'dan öğrencilere 'Kur'ân'ı Anlamak' üzerine sohbet
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Erzincan Müftülüğü Uzman Vaizi Emine Sağlam, “Değerler Eğitimi” kapsamında yürütülen seminer ve sohbet etkinliklerine devam ediyor. Kadın ve Demokrasi Vakfı (KADEM) na bağlı hizmet ve faaliyette bulunan Yüksek Öğrenim Kız Yurdu üniversite ve lise öğrencileriyle bir araya gelen Sağlam; üniversite öğrencileriyle “Kur’ân’ı Anlamak” üzerine bir sohbet gerçekleştirdi.

Mü’min ve Müslümanlar olarak Kur’ansız mutlu ve huzurlu bir hayat yaşamanın zorluğuna ve imkânsızlığına dikkat çeken Sağlam, “Hayat rehberi olan Kur’an, bugün insanımızın, nesillerimizin yeme-içme ve nefes alma gibi bir ihtiyaç olarak görülmediği sürece, vahy-i ilâhînin bize sunduğu mesajların kıymetini ve insanlık üzerindeki etkisini anlamak mümkün değildir. Böylelikle de huzura ve esenliğe erişmenin, Allâh’ın rızasını kazanmanın ve insanın kurtuluşunu arzu etmenin yollarını öğrenmek ve o istikâmette bir hayat sürmek mümkün olmayacaktır” dedi.

Buradaki sohbetinin ardından, liseli kız öğrencilerle de bir araya gelerek “Haya ve Emanet Bağlamında Tesettürün Önemi” konusunda bir sohbet gerçekleştiren Uzman Vaiz Emine Sağlam; “Kuşkusuz bu dinin Ahlâk boyutuyla tamamı, edep ve hayadan ibarettir. Öyle ki, sadece ahlâk esaslarında değil; ibâdet, muâmelât, hukûk, itikat gibi dinin diğer bütün alanları dahi bir edep dairesi içerisinde düşünüş ve davranışı öğütler. Edebin ve hayanın, tesettürün müslümanların hanımlarında çok daha anlamlı, gerekli ve güzel olduğunu da hatırlarımızdan çıkarmamak koşuluyla, Rabbimizin bizlerden istediği edep davranışlarını, haya örtüsünü, tesettürü ve O’nun emânetine sahip çıkmayı hayatımızın en ulvî görevi olarak bilmeli ve bu doğrultuda bir yaşam sürdürme gayretinde olmalıyız” dedi.