Diyarbakır'da sekiz yaşındaki Narin Güran'ın katledilmesi, toplumun vicdanında derin bir yara açtı.
19 gün boyunca umutla bekledik, dualar ettik ancak maalesef masum bir çocuğun cansız bedeni çuval içinde bulundu.
Bu korkunç cinayetin ardındaki sırlar yavaş yavaş çözülüyor.
Şüphelilerin itirafları her birimizi dehşete düşürüyor.
Bu tür olaylar, sadece bireysel değil toplumsal bir sorumluluğun önemini bir kez daha gözler önüne seriyor.
Adaletin hızlı ve etkili bir şekilde sağlanması,Narin'in başına gelenlerin başka çocukların başına gelmemesi için hayati önem taşıyor.
Ancak sadece adaletin tecelli etmesi yeterli değil toplum olarak çocuklarımızı koruma konusunda daha duyarlı olmalıyız.
Bu cinayet, çocuklarımızın güvenliği için daha dikkatli olmamız gerektiğini bize acı bir şekilde hatırlattı.
Bu tür trajediler, çocuklarımıza nasıl bir dünya bırakmakta olduğumuzu sorgulatıyor.
Narin'in kaybı, hepimizin kaybıdır.
Artık hiçbir çocuk bu karanlık olayların kurbanı olmamalı.
Adalet, yalnızca failin cezalandırılması değil bir daha bu acıların yaşanmaması için gerekli tüm adımların atılmasıdır.
Sevgili Narin, melek kızımız, senin masumiyetin asla unutulmayacak.
Toplum olarak sana olan borcumuz, bir daha böyle bir acıyı yaşatmamak olacaktır.