'Yeşil bir Elazığ için özveriyle çalışmalarımızı yürütüyoruz'
Elazığ Orman Bölge Müdürü Muhammed Salih Çetiner, Elazığ haber Son Dakika 23'e özel açıklamalarda bulundu.
Çetiner, Son Dakika 23 muhabirlerinden Emirhan Bak’a Elazığ Orman Bölge Müdürlüğünün yürüttüğü çalışmalar hakkında bilgi verdi.
Elazığ Orman Bölge Müdürlüğünün birbirinden değerli projelerinin konuşulduğu röportaj şöyle:
Siz kariyer olarak Orman Müdürlüğüne yabancı bir isim değilsiniz, kariyerinize baktığımızda bunu rahatlıkla göre biliyoruz fakat 2019 Eylül ayında yeni görevinize başladınız, o tarihten bugüne görevinize alışabildiniz mi?
Sizin de belirttiğiniz gibi 15 yıl burada hizmetim var. Beş yılı Malatya’da 10 yıl da Elazığ’da hem şeflik, işletme müdür yardımcılığı, işletme müdürü, planlamada burada da şube müdürü olarak görev yaptım. 3 yıl da Erzurum’ da orman bölge müdürü olarak atandım. Oradan da orman genel müdürlüğü teftiş kuruluna geçtim 3 yıl da orada görev yaparken sayın bakanımızın tensipleriyle buraya genel müdür olarak atandım. Tabi bir orman müdürü bir yere gittiğinde o yeri tanımasının avantajları söz konusu. Ben de bu bölgenin yüzde doksanını tanıyorum hem toprak hem araziler konusunda avantajlıyım. Tabi çalıştığımız personellerin de çoğunu tanıyorum bu da benim için bir avantajdır.
Personeli tanıma avantajlarına değindiniz, bu size ne gibi avantaj sağlayacak?
Personeli tanıyor olmamız yaptığımız işlerin ne kadarını yapabilir ne kadar iş üretebilir, kapasitesi nedir bu tarz konuları bilmemizi ve daha iyi çalışmamızı sağlıyor. Tabi biz böyle avantajlardan bahsederken kendi topraklarınızda çalışmanın dezavantajları da mevcut. Zaman zaman çok yoruluyoruz ama samimiyetle dile getirmek gerekirse bu, yorgunluğa değiyor. Akşam evime gittiğimde o yorgunluktan iş hazzı duyuyorum.
Siz burada göreve başladığınızda Elazığ’ da durum neydi, bir enkaz mı söz konusuydu yoksa her şey bir düzen içerisinde mi işliyordu?
Bizde enkaz devralma gibi bir durum söz konusu değil. Bizden önceki ekip Elazığ adına bir şeyler yapmışlar Elazığ ilini ağaçlandırmadan tutun ORKÖY kredilerine, fidan üretiminden fidan dikimine kadar bir çok alanda hizmetleri olmuştur. Ben bu konu başlığı altında kendilerine teşekkür ediyorum. Bizim de amacımız bu. Bayrağı alıp daha yükseğe taşımak.
Peki karşılaştığınız sorunlar?
Tabi şimdi hepinizin bizden beklediği ve genel itibari ile vatandaştan aldığımız yorumlar, Elazığ neden çıplak, neden yeşil değil? Şimdi bizler bir yeri ağaçlandırırken çeşitli mülkiyet sorunları ile karşılaşıyoruz. Ağaçlandırma yapabilmek için önce bu mülkiyet sorunlarını çözmemiz gerekiyor. Yeşillendirmek istediğimiz alanın şahıs tapusu varsa doğal olarak bir faaliyette bulunmamız söz konusu değil. Ayrıca arazi mera alanı alabiliyor. Ve mera arazilerine genel olarak ağaçlandırma izni vermiyorlar. Mera konularıyla ilgili vali yardımcımız başkanlığında tarım il müdürlüğünün de katılımıyla zaman zaman toplantılar yapıp görüş alışverişinde bulunuyoruz.
Konunun daha anlaşılabilir bir hale gelebilmesi için bir örnek üzerinden açıklama yapabilir misiniz?
Elazığ'da bulunan Meryem Dağı var, o dağı bugün ağaçlandırmaya kalksanız ağaçlandıramazsınız, teknik olarak da ağaçlandıramazsınız hukuki olarak da yapamazsınız. Çünkü mera alanı, yapı itibariyle uygun değil, aktif iki taş ocağı bulunmakta ve üzerinde 10 cm toprak yok. Yani kayaç bir durumda bazen bu alanla ilgili bize sitem eden vatandaşlarımız oluyor, ama bilindiği gibi bir durum değil. Yine tabi örnek vermek gerekirse Sivrice’de Hazar Gölünün sağında solunda çalışacağımız alanlar olmuş. Şu an yine çalışacağımız alanlar var, ama yine maalesef mera alanı.
Peki mera alanlarıyla ilgili özel bir çözümünüz olacak mı?
Sayın Valimizin sağ olsunlar ormanlarımıza, ağaçlarımıza olan ilgisini biliyoruz. Bu tarz durumlarda genellikle orman bölge müdüründen yana yer almıştır. Bu konuyla ilgili olarak konuyu valimizle paylaşacağız. Biraz önce bahsettiğim Hazar Gölü'nün sağlı sollu sahil şeritleri toprak yapısının fizyolojik derinliği açısından hayvancılık yapımına da uygun değil bizler istiyoruz ki hayvancılık yapılamayan yerler bizlere verilsin ve ağaçlandırma faaliyetleri yapalım. Sayın Valimiz, Sayın Vekillerimizin de desteğini alarak bu yıl bu konuyla ilgili mesai harcayacağız.
Bahsettiğimiz mera alanlarını aldığınızı varsayarsak ne gibi çalışmalar olacak?
Biz aslında mera alanlarını alıp yapılaşma yapmıyoruz. Biz toprak alanlarının işlemesini yapıp fidan dikimi yapacağız. Orada diktiğimiz fidanlar biyolojik özgürlüğüne kavuşunca biz buraları tekrar otlatmaya açacağız yani insanlar hayvanlarını otlata bilecek ama tabi beş yıl gibi on yıl gibi bir zamana ihtiyaç var. Bunlar sonucunda bitki örtüsü de fazla olacak, yağış iklimini daha fazla yağmur almayı ve otlatma süresini de arttıra biliriz. Bu sayede de hayvanlarımızın daha fazla beslenmesine bizler katkı sağlamış oluruz.
Göreve 2019 Eylül ayında geldiğiniz için aslında bakılırsa 2019 yılına hakim sayılırsınız, kurumunuz 2019 yılında neler yaptı? Genel bir değerlendirme alabilir miyiz?
Bu soruya cevap verirken bizim bölge müdürlüğümüzün faaliyet alanından bahsederek ilimize döneyim. Bölge müdürlüğümüzün kuruluşu 1951 yılında Elazığ’ da kurulmuş 8 il 70 ilçeyi kapsıyor. Yani Elazığ, Malatya, Tunceli, Bingöl, Muş, Bitlis, Van ve Hakkari ilini kapsıyor. Dolayısıyla sekiz valiyle, her ilin belediye başkanlarıyla ve tabi vekilleriyle, kaymakamlarıyla birlikte çalışıyoruz. Elazığ özelinde il genel alanının yüzde on dokuzu orman yani 170 bin hektara tekabül ediyor. Ama son yıllarda özellikle 2002 ve sonrasında yapılan ağaçlandırma faaliyetlerimiz ve kadastro görmeyen yerlerde kadastrolar neticelendikten sonra orman vasfıyla maliye hazinesine kaydedilen alanlarla beraber bu 170 bin olan alan 190 bine çıktı. Yani ilimizin şuan yüzde yirmisi ormanla kaplı tabi bu ormanlarında yüzde yirmi beşi verimli yüzde yetmiş beşi bozuk vasıfta.
Bizim bir diğer görevimiz de bu bozuk orman alanlarımızı rehabilitasyon adı altında; canlandırma kesimleriyle ve koruyarak orman varlığımızı hem arttırmak hem de bozuk sahaları verimli alanlara dönüştürmeye çalışmak. Bize her yıl ağaçlandırma programları verilmekte mesela bu yıl 2019 için söylüyorum 250 hektar yeni ağaçlandırma tez programı verilmişti. Biz ağaçlandırma ve bakımlarla beraber erozyon kontrolleriyle beraber yaklaşık bin 760 hektar alanda çalışma yapmışız buda ciddi bir rakam 2019 yılında yaklaşık beş milyon fidanı toprakla buluşturmuşuz. Bölge müdürlüğümüz uhdesinde bir de fidanlık müdürlüğümüz var. Fidanlık müdürlüğümüzün geçen yıl(2019) on üç milyon fidan programı vardı on üç milyon fidanımızı ürettik bunun altı milyonu Elazığ’da beş milyonu Malatya’da bir milyonu da Bingöl de bir milyonu da Tunceli de toplam on üç milyon fidanı ürettik programın tamamını gerçekleştirdik. Bunu da bu bölgede ağaçlandırma sahalarına, erozyon kontrol sahalarına götürüp dikiyoruz. Biz diktiğimiz hazırladığımız arazilerde özellikle ilk üç yılı çok dikkatle kontrol ediyoruz. Diktiğimiz fidanların başarı durumunu dikkatle inceliyoruz. Özellikle fidanlarımızı son baharda dikiyoruz bunun sebebi ise su ihtiyacının olmaması, diktiğimiz fidanların su ihtiyaçları sona erdiği için mart sonuna kadar suya ihtiyacımız yok ve bu etkenler neticesinde başarı oranımız yüzde seksenler civarında. Üç yıl içerisinde bu diktiğimiz fidanların ot alma, çapa, sürgün kontrolü, sahayı koruyan dikenli tellerde tahrip vb. durumlar olduğunda onları da onarıyoruz birde kuruyanlar varsa da tamamlama şeklinde üç yıl boyunca bu sahalarımıza kontrol ediyoruz saydığım faaliyetleri gerçekleştiriyoruz. Yüzde yüz başarı sağlayana kadar bu çeşitli faaliyetlerimiz devam ediyor.
Biraz daha faaliyetleriniz içerisinde yer alan konulardan bahsede bilir misiniz?
Özellikle orman köylerinde kırsal kesimde yaşayan insanların hayat standartlarını, refahını arttırmak için bazı desteklerimiz var. Eskiden köy nüfusu yüzde otuz iken bugün yüzde ona düşmüş durumda. Dolayısıyla bakanlık olarak, orman genel müdürlüğü olarak, bölge müdürlüğü olarak bizler orman köylüsünü özellikle köy nüfusunu çok önemsiyoruz. Köyde ki nüfusun yoğun şekilde göç olmaması için orman köylüsüne süt sığırcılığı alanında iki baş hayvan veriyoruz, iki yıl ödemesi yok son beş yılda da eşit taksitte ödemesini alıyoruz ve sigortalıyoruz hayvanlarla ilgili ölümlü vakalar olduğu zaman sigorta parasını devlet veriyor. Yine otuz baş koyun veriyoruz, keza arıcılığı teşvik için fenni arıcılık alanına yönelik kovan veriyoruz, güneş enerjisi sisteminde yardımcı oluyoruz, kuzine soba dağıtımı yapıyoruz evlerin mantolama, yalıtım, izolasyonlarını yapıyoruz.
Saymış olduğunuz imkanlardan yararlanmak isteyen vatandaşlar için belirli kriterler mevcut mu?
Bazı çalışmalarımız sosyal nitelikte herkesin yararlanabileceği düzeyde örneğin güneş enerjisi gibi fakat süt sığırcılığı, fenni arıcılık gibi faaliyetler ekonomik nitelikli. Bu alanlarla ilgili bakanlığımızın belirlemiş olduğu ekonomik kazançlara yönelik kriterler söz konusu. Örneğin ekonomik gelirlerinin yanı sıra bir yıl köyde oturma koşulu ’da buna örnek verilebilir.
Verilen büyükbaş ve küçükbaş hayvanların denetimi mevcut mu?
Bu konuda hem saha ekiplerimiz özverili bir şekilde denetim yaparken hem de duyarlı muhtarlarımızın bilgilendirmesi üzerine harekete geçiyoruz üretim olanağını arttırmak için verdiğimiz hayvanların ticari satımı tespit edildiğinde ciddi yaptırımlar uyguluyoruz.
Bahsetmek istediğiniz yeni ve özel projeniz var mı?
GES adını verdiğimiz güneş enerjisi projesi kapsamında şuan pilot iki köy seçtik. Bu köylerimiz Sarıbağlar ve Nekerek, köylerimizin güneş enerjisi ile elektrik üretimini sağlamaya çalışacağız bir yıl içerisinde tükettiği enerjileri de mahsuplaşacaklar. Sizlerden önce bugün çeşitli köylerden gelen muhtarlarımız vardı yine çeşitli projelerde üretken olabilmeleri adına değerlendirmelerde bulunduk. ORKÖY desteklerimiz ile sosyal hayatlarını kolaylaştıran ve ekonomik kazanç sağlayan projelerimiz devam edecek ve köylerdeki vatandaşlarımızın katma değer yaratması için üreten bir toplum olmak için bu şekilde güzel faaliyetlerimiz ile çalışacağız.
Peki bunca projeye, desteğe vatandaşlarımızdan gelen ilgi ne düzeyde?
İlginin yüksek olduğunu söyleye bilirim. Ve ayrıca bu tarz projeleri yaparken de daha önce yapılmayan köylerimize pozitif bir ayrımcılık yaptığımızı da ifade edebilirim geçen yıl ORKÖY projeleri kapsamında üç buçuk milyon Türk lirası orman köylerine dağıtmış bulunmaktayız. Bu rakamdan da ilgi seviyesinin yüksek olduğunu söyleye biliriz. Atıl durumda olan arazilerimizin tarımsal olarak faaliyete geçmesi için talepte bulunan vatandaşlarımıza badem ve ceviz ekimi konusunda da yardımcı oluyoruz. 2020 yılı içerisinde de bu konuyla ilgili olarak ciddi şekilde ilgileneceğiz. Ayrıca şehir yaşantısı içerisinde yorulan, monotonlaşan hayat düzeninden kurtulmak isteyen vatandaşlarımız için bizler mesire alanları da inşa ediyoruz. Bugün hepimizin bildiği şehit fethi sekin mesire alanı orman bölge müdürlüğünün tesis ettiği ve yirmi dokuz yıllığına Elazığ Belediyesine kiraladığımız bir alan. Keza Çakmak Bölgesinde ve Sivrice'de kayak merkezine doğru gittiğimiz alanda da yine bizim tahsis etmiş olduğumuz mesire alanlarımız mevcut. Mesire alanlarıyla ilgili bize gelen talepleri mümkün olduğunca değerlendirmeye çalışıyoruz. Tabi biz bu işleri yaparken esas sorumluluğumuz olan ormanları koruma görevimizi unutmuyoruz. Var olanı korumadığımız sürece yeni dikilen fidanlarımızın doğal olarak çok büyük bir anlamı kalmıyor. Günlük hayatta korumamız gereken evimize, iş yerlerimize çeşitli alarm destekleri ile önlemler alabilirken bizim ormanlarımız için böyle bir önlem alabilmemiz söz konusu olmuyor. Ormanlarımızı korurken vatandaşlarımızdan sağduyu bekliyoruz çünkü en önemli olan şey vatandaşlarımızın ormanlara karşı güttüğü sevgi. Çocuklarımıza da orman sevgisi konusunda çeşitli haftalarda pilot okullar seçerek orman sevgisine yönelik tiyatro oyunları ve orman sevgisini aşılayacak, bilinçlendirecek kitaplar, dergiler veriyoruz. Konu dahilin de vatandaşlarımıza ormanlarımızla ilgili tehlikeli bir durum gördüklerinde ücretsiz bir şekilde ulaşım sağlaya bilecekleri ALO 177 hattını da tekrardan hatırlatmak isterim.
Yetişkin bireylere yönelik dikkat çekme amacıyla yaptığınız çalışmalar var mı?
Bereketli Cuma dediğimiz hafta kapsamında cuma namazı çıkışı çeşitli köylerde fidanlar dağıtmıştık ve 2020 yılına girerken de öğretmen evi önünde vatandaşlarımıza meyve veren cinste 2020 adet ceviz fidanı dağıtımı gerçekleştirdik bu etkinliklerimize benzer etkinliklerimizi devam ettirerek hem yetişkin bireylerin daha duyarlı olmalarını hem de bizleri unutmamalarını sağalmaya çalışıyoruz.
Ormanlarımızı korumakla görevli olan orman muhafaza memurlarımızın sayısı konusunda bir yeterlilik söz konusu mu yoksa belirli açıklıklar şuan için mevcut mu?
Genel müdürlüğümüz 2019 yılında Türkiye genelinde 2 yıllık ormancılık bölümünü bitirenler üzerinden KPSS puanına göre toplam 5000 kişilik alım yaptı. Bu sayının içerisinde de 2500 orman muhafaza memuru alındı. Şefliklerimizin büyüklüğüne göre de hem koruma hem de ağaçlandırma faaliyetlerimizi yürütmek amacıyla personellerimiz mevcut durumda. Şuan yüzde yetmiş doluluğu ile çalışmaktayız geriye kalan yüzde otuzluk kısmı da bu yıl norm kadro esaslarına göre doldurmayı hedefliyoruz. Muhtemel orman yangınlarına yönelik bizim 6 tane yangın ekibimiz var toplam 32 kişi yangın mevsiminde yani mayıs- kasım ayında hazır kıta bekletiyoruz. Her ekibimizde 3 tonluk su kapasiteli araçlarımız da mevcut. Bu yıl 73 orman yangınına ve 130 tane de kırsal yangınlara müdahale etmiş durumdayız. Yeşil bir Türkiye yeşil bir Elazığ için özveriyle çalışmalarımızı yürütüyoruz. Bu kapsamda 11.11.2019 tarihinde geleceğe nefes ol projesi yapıldı ve artık cumhurbaşkanımızın yayınlamış olduğu kararname gereği o gün artık ülke genelinde ağaçlandırma günü olarak ilan edildi. Bu proje kapsamında 11 milyon fidan dikildi bu yıl ki hedef bize gelen talimatlar doğrultusunda ülke genelinde 82 milyon fidan dikileceği yönünde. Bu proje kapsamında ülkemizde yaşayan her vatandaş için bir fidan dikilmiş olacak.
2020 yılı ile ilgili henüz bizim bilmediğimiz yeni bir proje gündeminizde var mı?
Bölge müdürlüğümüzün paydaş olduğu dış kaynaklı projemiz var IFAD. Uluslararası kalkın fonunun desteklediği merkezi Roma da bulunan ve 2013 den bu yana bölge müdürlüğümüz olarak devam ettiğimiz ilişkilerimiz iki yıl daha uzatıldı. Üç ili kapsamakta Bingöl, Muş, Elazığ üç tane mikro havza belirledik, ihalemizi yaptık şuanda ihaleyi alan firma çalışmalarına başladı burada amacımız hem mevcut ormanlarda rehabilitasyon, ağaçlandırma, erozyon kontrolü yapılıp bütçenin yüzde ellisi doğaya yüzde ellisi de insanlarımıza harcayacak bir durum söz konusu. Biraz önce bahsetmiş olduğumuz projelerimiz kapsamında bu bütçeyi oraya dahil ediyoruz. Örneğin çalışmalarımız içerisinde köylerimize taş fırınlar yapıyoruz kadınlarımız ekmeklerini yaparken ellerini yakmasınlar diye kadınlarımıza yönelik bu tarz çalışmalarımızdan dolayı IFAD projesi kapsamında Elazığ Orman Bölge Müdürlüğü kadın erkek eşitliği konusunda ödül aldı. 40 ülke arasından Elazığ Orman Müdürlüğü böyle bir ödüle laik görüldü. Ödül için çalışma arkadaşlarımız Roma ya giderek ödülümüzü Elazığ’a getirdiler. Şuan mevsim şartlarından dolayı ölü dönem içerisindeyiz fakat boş durmuyoruz projeler geliştirmeye çalışıyoruz IFAD kapsamında Nisan ayına doğru ihaleyi kazanan firma ile projelerimize hız vereceğiz.