Mehmet Güleç

Çatlak seste, hiç bu kadar 'zırvayı' aşmamıştık

Mehmet Güleç

Değerli okuyucularımız bu sütunlarda neler yazdığımızı hatırlamaya çalışırlarsa göreceklerdir ki; daima objektif olma gayreti içinde olmuşuzdur. Önyargıdan, felsefî bağnazlıktan, parti-ideolojik fanatizmden uzak durmuşuzdur. Menfaat bağlantılarını gözeterek münafıklık sahasına girmemek için her daim yanlışa “Yanlış”, doğruya “Doğru” demişizdir.

İnsanlık tarihi boyunca kabul görmüş iz ’ana, mantığa, ahlâka ve benzeri değerlere aykırı olan icraatı ve yanlışı kim yaptıysa ve yapıyorsa, söylenmesi gerekeni söylemişizdir.

Meselâ: Sadece son 18 yıldan sadece bir kaç örnek verecek olursak:

Bizim Ülkemiz, 1958 yılından beri CIA hesabına çalışan Saddam Hüseyin adındaki soytarının kotardığı tezgâh sonucu, Koalisyon Güçlerinin Kuzey Irak’a girişine seyretmememiz gerektiğini ve Misak-ı Milli sebebiyle birlikte hareket etmemiz îcâp ettiğini söyledik. Fakat ülkemiz okumuşlarının tamamına yakını seyretmemizi istedi ve bu atâletimiz sonucu Türkiye Devleti, Kuzey Irak yapılanmasına sadece baka kaldı. Bölücü militanları, çok uzun süre boyunca 5 km’den ötede takip edemedik.

Konunun daha vahimi ise; son 9 yıldır, aynı durumun bile ötesi, daha da beter durumla karşılaştık. Kuzey Suriye kaosuna da sadece seyretmemizi isteyen “YURDUM OKUMUŞU”, bu ısrarını ısrarla sürdürmeye devam etti ve ediyor.

Ülkemizin ve nesillerimizin ikbal ve istikbali uğruna, dedeleri de hiç bir riske girmemiş olan, çoğu Devşirme-Sabataycı kiralık kalemlerin peşinden yürüyen muhakeme, tefekkür ve hikmet fukarası yazar çizer takımımızın, ağaca bakarken koskoca ormanı gözden kaçıran bahtsızlığı devam ediyor.  Milletimiz, maalesef bu tabloya benzer ihânet derecesindeki dalâletleri tarih boyunca çok yaşadı. Fakat, en çarpıcı olanlarını da son 150 yıl boyunca yaşadı. Bunları bir kaç örnekle özetlersek:

- Masonik Yapılanmanın içine gizlenmiş Haçlı-Siyon Emperyalizminin maşalarının Sultan Abdülaziz’i devirerek katledilişinde, (Koca Mustafa Reşid Paşa'nın ortamı hazırlayıp Mithat Paşa ve hücresinin icraatı ile),

-  Rus Ordularının bugünki Silivri’ye kadar geldiği bir dönemde Padişah olan ve bu tarihten itibaren düşmanı Vatandan çıkaran, 31 yıl boyunca Devletin Batı karşısında kaybettiği ilimde, fende,  ordunun eğitim, silah ve ıslahında büyük mesâfeler kazandıran, bir karış toprağını kaybetmeyen, İmparatorluğun içine düşürüldüğü korkunç yokluğa ve sefâlete rağmen vâdedilen tüm zenginlikleri redderek Filistin’i Yahudilere vermediği gibi, onların Heyetini kapısından kovan Sultan 2.Abdülhamid’in “Darbe ile hâl edilişinde”,

- Ülkemizin bitişiğinde Türk Dostu idareleri deviren (Irak), yeni sınırlar çizen ABD-İngiltere ve diğer işbirlikçi tüm Emperyalist koalisyona rest çeken Adnan Menderes’in devrilmesi ve idamında, Kıbrıs Harekâtından sonra Bülend Ecevit’e karşı yapılan yıpratma operasyonlarında görebiliriz. Emperyalizm, içimizdeki maşalarını kullanarak icra ettiği bu 4 ve daha nice operasyonunda da, dâimâ okumuş yazmış cahillerimizi kullanmıştır. Çünkü; kendisinin tarihçi olduğunu söylediği halde tarihten, hukukçu olduğu halde hukuktan, öğretmen olduğu halde eğitimden, felsefeci olduğu halde hikmetten ..vs. habersiz gûyâ aydınımızla nereye kadar gidebilirsiniz ? Baktığını görememe özürlüsü, vicdanı ve kalbi mühürlü bu kitle; tüm dünyada ülkemize, Devletimize ve Hükûmetine karşı daha da şiddetlenen saldırıların :

“ SİZ ANCAK  SAHİLLERDE KUMDA OYNAYAN ÇOCUKLARI KATLETMEYİ İYİ BİLİRSİNİZ..! ” cümlesinden sonra hızlandığını, hangi idrakini ve hangi irfanını kullanarak nasıl ve nereden bilebilsin ki ?

An itibariyle Akdeniz’den İran sınırına kadar uzanan coğrafyada, içinde bulunduğumuz ahvâli de ; yine aynı çarpık, aynı aymazlık, aynı dalâlet ve yine önemli oranda da aynı ihânet çukurlarının içinde değerlendirdiğimiz o kadar âşikâr ki...  Ülkemiz okumuşlarının ve dolayısıyla insanının; çok uzun yıllardan beri alternatifli, büyük, geniş ve uzak ufuklu düşünmenin adeta yasaklandığı bir ortamda, hâin rüzgârın önüne kattığı kurumuş gazel misâli olmak, artık kaderimiz olmaktan çıkarılmalıdır. Bize ; hür fikri,  hür irfanı, hür vicdanı  vasiyet eden  ve büyük düşünme kültürünü kazandıran aziz Ceddimizin kemiklerini sızlatmamak için... Ves-selâm..!..

Yazarın Diğer Yazıları