Mehmet Güleç

TBMM'nin üyeleri TBMM'nin itibarını niye düşünmez acaba? Ya da müvekkilini neden kaale almaz?

Mehmet Güleç

Az gelişmiş ülkelerde ve özellikle gelir dağılımının çok dengesiz, bozuk ve esasen gelir dağılımda ve her sahada adaletsizliğin kök saldığı ülkelerde tahammül az, kıskançlık fazladır. En önemlisi de karşılıklı olarak sağlıklı tahlil ve sağlıklı muhakeme çok daha zayıftır. Bu tip ülkelerin Yönetim ve Yasama kadroları, her türlü icraatlarını, bu gerçeği göz ardı etmeden yapmak zorundadır.

İşte, tam da anlatmak istediğimiz hususun üzerine tuz-biber serpercesine, geçen hafta, TBMM’den “Vekillerimizin çakar lamba ve kırmızı ışıkta beklemeksizin geçebileceklerine dair kanun” çıkarıldı. TBMM Üyelerimiz (Milletvekillerimiz), İktidar-Muhalefet ayırımı gözetmeksizin ve bu kanunun aleyhte bir konuşma olmaksızın neredeyse oy birliği ile kabul ettiler. Bunu yaparken de, yanlarına en tepedeki adlî, askerî ve sivil bürokrasiyi de eklediler ki, bu; doğacağı kesin olan tepkinin yükünü başka sıklet merkezlerine de dağıtma kaba kurnazlığı hamlesiydi.

"Bu ÇAKAR LAMBA kullanma ve kırmızı ışıkta beklemeksizin geçme ayrıcalığı zaten yönetmelik şeklinde idi. Konu, böylece kanun hâline getirilmiş oldu."  Bu haksızlığı savunanlar, sanki Yönetmelik hâlindeki mevcudiyeti çok hakmış gibi bu hususu yasalaştırmış olmakla bu şekilde övünüyorlar.

Sadete gelecek olursak :

Bu durum, her hâliyle normal değildir, kamu vicdanını yaralar. Demokrasimizin düşmanlarının yıllardır atış yaptığı hedef olan Millî İrade,  Milli İradenin Temsilcileri olan Vekillerimiz ve Millî İrademizin tecellîgâhı olan TBMM’miz, İnsanlarımız nezdinde zaten bir hayli “ yok olmuş” haldeyken böyle bir hatanın yapılması akıl kârı olamaz. 600 kişilik Parlamentomuzda, bindiği dalı kesme aymazlığı olan bu kanun talebine, en azından 295 üye bâri karşı çıkmalıydı. Çıkmadığına göre, maalesef bu aziz Milletin önünde acı çekeceği daha çok günler var demektir.

Çünkü ; Demokrasimizin henüz ilk yıllarında, gün olmuş A.Menderes’i yalnız bırakarak, gün olmuş Milletin kalbine ve gönlüne aykırı kanunlar çıkararak bu aziz Milleti hayâl kırıklığına uğratmış olan Parlamentomuz, artık daha fazla hata yapmamalıdır. O kutlu çatı altında, akl-ı selîm ve Milletinin zekâsı ile alay etmeyen en azından %50 Milletvekili bâri bulunmalıdır, hiç olmazsa 2019 yılında bâri bulunmalıydı. Lâkin ; gördük ki, maalesef ve maalesef. Zira, buna benzer hataları son 36 yıldan bu yana yangından mal kaçırırcasına yapıyorlar. Bunu yaparken TBMM Başkanlığı yapmış olan Mustafa Kalemli, Ömer İzgi, Cemil Çiçek gibileri hiç unutmayacağız...

Çünkü :

Bu aziz Ülkede eğer Demokrasinin var olduğunu iddia ediyorsak, hiç kimse ve hiç bir kurum, HALKIN ÜSTÜNDE İMTİYAZLILAR kategorisine girememeli. Adalet ve Hukuk Toplumunda, sadece ve sadece KURALLAR ÜSTÜNDÜR. Hukuk önünde, haklıdan başka kimsenin kimseye üstünlüğü olamaz ! Ne yazık ki ;

Adalet dağıtacak olanlar,  velinîmeti olan vatandaştan daha üstün haklara sahip olmak istiyorlar ;  Ne kadar korkunç bir tutarsızlık ve haksızlık  !  Aman Allah’ım..!..

Bunu yaparken de “GÜVENLİK” bahanesine sığınmak ise, bir o kadar riyâ dolu. O halde, dağ başında keçi güden çobana da 1 manga Jandarma koruması verelim. O yurttaşın durumu kesinlikle daha vahîm...

Hasılı; bir ülkede KURAL var ise, herkesin o kurallara uyma mecburiyeti vardır. Sınıf, mevki, makam farkı gözetilemez. Kırmızı ışıkta geçme üstünlüğü sadece ambulansa, itfaiyeye, suçlu kovalayan polise ait olmalıdır ve böyle kalmalıdır. Böyle kalmaz ise; hele bir  kafanızı kaldırın, rezaleti göreceksiniz.

Anlaşılan o ki; sayın Vekillerimiz, kişi başına motorlu araç oranı yükseldikçe YAŞANILMAZ HÂLE GELEN ŞEHİR ve ESASEN TÜM ÜLKE'de, bu açmazdan kurtuluşa çözüm üretmek durur iken, çözümü kendilerine üstünlük perçinlemekte bulmuş olmalılar. Fakat bu kanun, dönmesi gereken yerden döneceğinden adım kadar emînim. Dönmez ise, “ ÖRT Kİ, ÖLEM…!”

Yazarın Diğer Yazıları